Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kamuoyunun Gündemini meşgul eden konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Ekvator Ginesi dönüşü gazetecilerin sorularına şu cevapları verdi:
Size Ebola virüsü sebebiyle Ekvator Ginesi'ne yapacağınız seyahati iptal etmeniz talebi geldi mi? Öyle ufak tefek şey geldi ama biz öyle bu tür önerilere evet diyemezdik. Nitekim zirveyi Malabo'da gerçekleştirmemizden dolayı Afrika ülkeleri çok memnun oldular.
Afrika'da Paralel Yapı ile mücadele konusunda uyarıya neden ihtiyaç hissettiniz?
Mücadele başladı, kararlılıkla devam edecek. Biz kalkıp da yarıda bırakamayız. Eğer yarıda kesersek bunun bedelini milletçe, ülke olarak çok ağır öderiz. Biz en ağır kararı nerede aldık? MGK'da aldık. MGK'da aldığımız tavsiye kararını hükümetimize bildirdik. Hükümetimiz de Bakanlar Kurulu kararını aldı. Bundan geri adım atmak söz konusu değildir. Bunun ulusal boyutu olduğu kadar uluslararası boyutu da var. MGK kararını almamızın sebebi bu işi uluslararası boyutta çözmek. Sadece yargıyla çözmek değil, yargı dışında da bir kararlılıkla bu işi çözmek. Burada biz bir çerçeve ortaya koyduk. Bunu bütün dost ülkelerin bilmesi lazım.
Obama, Galler'deki görüşmenizde, Paralel Yapı için 'Somut bir şey görmemiz lazım' demişti. Böcek iddianamesi mahkemeye sunuldu. Fethullah Gülen için yeniden iade veya sınırdışı talebiniz olacak mı?
Öncelikle şu mahkeme süreci devam etsin. Mahkeme süreci neticesinde, kimi nereye kadar ilgilendiriyor göreceğiz. Gördükten sonra da deport meselesi de dâhil her şey net olarak ortaya çıkacak. Yargı sürecinin hızlanarak devam etmesi bizim için en ideal olanıdır. Bir de önümüzdeki yargı paketinin bitirilmesi lazımdır. Yargı paketinin bitmesiyle inanıyorum ki süreç ivme kazanacaktır.
İddianamede özellikle siyasi casusluk üzerinde duruluyor. Bilgilerin nereye servis edildiği konusunda bir gelişme var mı?
Bazı olaylar yaşadık 2013'te, 2014'te... Neydi bunlar? Gezi, 17-25 Aralık olayıydı. En son 6-7 Ekim. Bunlar durup dururken olmuyor. Tüm bunlar çeşitli yerlerle irtibatlı. KCK olayları durup dururken olmuyor. Ben tüm bu olayların arkasında olabilecek kesimleri kastederek, 'üst akıl' diye bir tabir kullanmıştım. Üst akıl, Paralel Yapı'yı da kullanıyor. Bunlar ne yaptılar? Tüm ağlarımıza girdiler. Cumhurbaşkanlığı'ydı, Başbakanlık'tı, Anayasa Mahkemesi'ydi, yargıydı, Emniyet'ti, TSK'ydı. Ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir yapı oluşturdular.
ZAMANLA HERKES ANLAYACAK
Bakanlar Kurulu'na başkanlık edeceğiniz yorum ve beklentileri vardı. Şimdilik bunu görmedik.
Anayasada zaten yetkiler içinde bu var. O yetkiyi kullanmamak diye bir şey olmaz. İnşallah o yetkiyi de kullanacağız.
Bir planlamanız var mı?
Var tabii. İnşallah 2015'e de öyle gireriz.
Yabancı basının Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı sıkça gündeme getirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Batı basını başta olmak üzere medyanın bu konuda ne dediği çok da önemli değil. Burasını Erdoğan'ın sarayı biçiminde nitelemeleri yanlış. Burası, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türk milletinin sarayıdır.
Beştepe'de yapılan konuta yönelik eleştiriler de var...
Bazı haberlerde işi iyice abartıp, 150 odadan söz edenler var. Halbuki orada inşa edilen konuttaki oda sayısı 15-20 civarında. Benim 4,5 yıl İstanbul belediye başkanlığım olmuştur. Ben Florya'daki o muhteşem köşkte oturmadım. Beylerbeyi'nde bir apartman katında yaşadım. Başbakan olduktan sonra da resmi konutta yaşamadım. Subayevleri'ndeki bir dairede kirada yaşadım. Kimse kalkıp da bu Başbakan ne kadar da mütevazı demedi. Ben konut meraklısı değilim. 1000 odası var diyorlar. Olacak elbet. Küçük düşünenler, bu tür eserler ortaya koyamaz. Binanın ne denli işlevsel olduğunu, zamanla herkes anlayacak.
Papa'nın etkin rolü var
Papa Türkiye'ye gelecek. İslam ve terörün bir arada kullanılmaması yönünde bir çağrınız olacak mı?
Teröre karşı mücadelede Papa'nın dünyadaki etkinliği inkâr edilemez. Kendileriyle elbette bu konuyu da konuşacağız. Kendilerinin özellikle Hıristiyan dünyaya verecekleri mesajı önemsiyorum. Özellikle Batı'daki İslamofobia olayını gündeme getirmeyi, bununla mücadeleye katkı sağlamasını önemsiyoruz. Bu gündeme getireceğimiz en önemli konulardan biri olacak.
Çözüm bizim işimiz: ABD ile olmaz
Erdoğan, Çözüm Süreci'nde 3'üncü göz tartışmalarına son noktayı koydu: Amerika'yla çözemeyiz. Aynı aktörler Oslo'da da rol almıştır. Olumlu istikamette herhangi bir şey ortaya çıkmadı. Artık Kürt'üyle, Türk'üyle kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz.
Çözüm Süreci'nde silah bırakılması net bir şekilde konuşulmaya başladı. Gelinen nokta nedir?
Çözüm Süreci'nin tarafı yok, tarafları var. Siz el uzatıyorsunuz ama karşı taraf size aynı şekilde mukabelede bulunmuyorsa sonuç alamazsınız. Benim dönemimden itibaren iktidar hep el uzattı ama maalesef aynı şekilde tokalaşacak eli göremedik. Sıkılı yumruk gördük. Bütün seçimlerde özellikle Güneydoğu'da sıkıntılar yaşadık. Temenni ederiz ki bu artık ortadan kalkar. Silahsızlanma olayı gerçekleşir. 780 bin kilometre karelik Vatan toprakları üzerinde barış, mutluluk hâkim olur. Bunun için bütün siyasi partilere önemli görevler düşüyor. İnşallah beklentiler istikametinde gelişmeler olur.
'MÜZAKERE' YANLIŞ KELİME
Öcalan için mahkûmlardan oluşan 5 kişilik sekreterya kurulacağı söyleniyor. Bunu devletle müzakereye geçiyoruz diye sunuyorlar.
Müzakere kelimesini kullanmak yanlış olur. Hükümet, benim başbakanlığım dönemimde, atılması gereken adımları attı, yapılması gerekenlerin bir çoğunu yaptı. Mesela, daha önce 11 metrekarelik bir odada kalırken, oda sayısı ikiye çıkarıldı. Yanında TV'si filan yoktu. Sadece belli dalgaları olan radyosu vardı. Biz oraya bir de TV koyduk. Ziyaretleri daha da esnettik.
Akil insanlardan da sekreterya fikrini savunanlar var.
Akil insanlardan herkes kendi inancına göre söyleyebilir. Ama canı yanan onlar değil. Akil adamlar içinde kaç tane canı yanan var, bilmiyorum. Şu anda bizim 50 bine yakın şehidimizin ailelerinin canı yanmış. Onların nasıl baktığı, ne dediği de önemli. Ha keza Diyarbakırlı anneler meselesi var. Onların çocukları dağa kaçırılmış... Bu çocuklar niye gelmiyor acaba? Bu anneleri ciğerleri dağlarcasına ağlatmaya kimin ne hakkı var? Akil insanlar bu dönemde bir de gidip bu insanlarla oturup konuşmalı. Bu annelerin mesajını iyi okumalı, iyi anlamalı.
ABD'nin sürece 3'üncü göz olarak katılması önerisine ne diyorsunuz?
Amerika olur, bir başkası olur. Biz bunları daha önce de çok değişik yerlerde yaşadık. Biliyorsunuz. Oslo da da yaşadık. Üçüncü göz, dördüncü göz ne olursa olsun. Bunların nasıl tecelli ettiği ortaya çıktı. Burada bu işi bu vatanın kendi evlatları kendi arasında çözmeli. Benim Kürt vatandaşlarımı sömüren, istismar eden bölücü terör örgütü var. Kürt'ü, Türk'ü, Laz'ı, Çerkez'i biz bu sorunu kendi aramızda çözeriz. Amerika'yla çözemeyiz. Yıllarca Kandil'e bir İngiliz gitmiştir. O da bir üçüncü göz gibi oynuyordu. Hiçbir şey yapmadığı gibi tam aksine bu süreci ağırlaştırmıştır. Aynı aktörler Oslo'da da rol almıştır. Orada da olumlu istikamette herhangi bir şey ortaya çıkmadı. Artık Kürt'üyle, Türk'üyle kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz.
MİT'i zan altında bırakmak olmaz
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, CHP'nin içişleriyle alakalı olarak MİT'e yönelik bir suçlaması oldu. Buna ne diyorsunuz?
Vehimlerle siyaset yapılmaz. Vehimlerden kurtulmak lazım. MİT'in şu veya bu partiyi bölmek gibi bir işi asla olmamıştır ve de olamaz. MİT, iktidar da dahil olmak üzere, herhangi bir parti için çalışan bir kurum değildir. MİT, ulusal çıkarları korumak için dışarıdan bilgi getiren bir devlet kurumudur. Milli İstihbarat Teşkilatı'nı zan altına bırakacak açıklamalardan kaçınmak lazım.
Halep'e seyirci kalınmamalı
Halep'te durum kötüleşti, ÖSO çözülüyor, komutan kaçtı gibi bilgiler geliyor.
ÖSO komutanının kaçtığına dair bana gelen bilgi yok. ÖSO biliyorsunuz Kobani'ye ilk müdahale eden grup. Halep'te de kıyasıya bir mücadele veriyor. Başından itibaren Batı meşru bir güç olarak ÖSO'yu gördü. Sıkıntılar var, ama rejim Halep'i tamamıyla ele geçirmiş diye bir şey yok. Yalnız Şam rejimi, orayı bayağı zora, dara sokmak için sürekli bombalıyor. Halep konusu muhalif güçlerin en önemli gündem maddesidir. Halep'in düşmesine seyirci kalınmamalı.
Oradaki okullara MEB model arıyor
Afrika ülkelerine Paralel Yapı'yla ilgili uyarıda bulundunuz. Nasıl bir geri dönüş aldınız?
Aldığımız geri dönüşler olumlu. Ama bizim alternatifleri artırmamız lazım. Bu da ağırlıklı olarak eğitimle ilgili. Bu sistemlere girecek kadroları artırmamız lazım. Başbakanlığım döneminde talimatı vermiştim. Bazı modeller üzerinde Milli Eğitim şu anda çalışıyor. İnşallah oradaki okullarda bu işi başlatacağız. Bunu istiyorlar. Şu ana kadar anlattıklarımıza itiraz eden lider görmedim. Hatta tam tersine, sizin ülkeniz için tehdit olan bizim için de tehdittir diyorlar.
Terör örgütüne taviz vermeyiz
Terör örgütüne silah bıraktırmak kolay değil. Bu alanda verilebilecek tavizlere devlet hazır mı?
Devlet teröriste veya terörizme taviz vermez, bu iki kere iki dört. Ama devletin kendi içindeki bazı kurumları görüşmelerle süreci yumuşatır mı yumuşatmaz mı ona bakmak lazım.
ABD'yle fikir birliği içindeyiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biden'le düzenlediği ortak basın toplantısında şöyle konuştu: "Gündemde ön planda olan meselelere ilaveten bazı bölgesel ve küresel konuları da değerlendirme fırsatımız oldu. Kuzey Afrika'daki son gelişmeleri değerlendirdik. ABD'yle fikir birliği içinde olduğumuzu gördüğümüzü ifade etmek isterim. İki NATO müttefiki olarak birbirimizin güvenliğine olan bağlılığımızı bir kez daha teyit ettik. Biden ise "Suriye konusunda siyasi geçiş sürecini gerçekleştirmek üzerine konuştuk. Türkiye'ye ihtiyacımız var" dedi.