Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili tarafından hazırlanan iddianamede, "Meclisten güvenoyu almış hükümetin, emirle cebir ve şiddet kullanarak devrilmesinin resmileştiği anlaşılmıştır" ifadesine yer veriliyor.
Öncelikle iddianamede, 12 Eylül 1980 askeri müdahalesinden sonra askeri vesayet denetiminin, devletin tüm yasal organları üzerinde en üst seviyeye ulaştığı belirtiliyor.Turgut ÖZAL 'ın başbakan oluşundan sonra bu denetimin sürekli azalma eğilimi gösterdiği, bunun da TSK içinde bazı kesimleri rahatsız ettiği, bu rahatsızlığın Özal’ın cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra da sürdüğüne değiniliyor. TSK içindeki bu grubun, Refah Partisi nin 1994 yerel seçimlerinden büyük bir başarıyla çıkmasıyla askeri müdahalede bulunmak için harekete geçtiği, müdahaleye karşı çıkabilecek TSK personelinin ordudan ilişiğinin kesildiği belirtiliyor.
İddianamede TSK içindeki bu grubun Refah Partisi'nin 25 Aralık 1995 genel seçimlerinde en çok oyu almasıyla birlikte Refahyol hükümetine ve halka karşı açıkça psikolojik harekata başladığı anlatılıyor.
Refahyol hükümeti ve icraatlarına karşı tedbir alınması kanısında olan komutanlar, 7 Nisan 1997 'de GenelKurmay Başkanlığı İnönü Salonu'nda, saat 15.00'te Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir başkanlığında bir toplantı yaptığı, bu toplantının, Batı Çalışma Grubunun resmi olarak hayata geçirilmesi, TSK içinde etkin bir şekilde faaliyet gösterebilmesi için general ve amirallerin desteğini almayı amaçladığı belirtiliyor. Toplantı tutanağında, katılanların hükümeti cebir ve şiddet uygulamak suretiyle düşürmek amacıyla bir grubun kurulması konusunda fikir birliği içinde oldukları, etkin bir işbölümü içinde destek vereceklerinin görüldüğü ifade ediliyor.
- iddianame, toplantıdan 3 gün sonra 10 Nisan 1997'de, Batı Çalışma Grubu'nun resmen kurulduğu bilgisini içeriyor. Belgelerde bugün şüpheli konumunda olan komutanların, "Bugünkü ortamda öncelikli hedef DYP'nin çökertilmesi, dolayısıyla hükümetin derhal iktidardan çekilmesini sağlayıcı önlemleri almaktır. DYP'nin hükümetteki oy potansiyelini kırmak, örtülü yapılmalıdır" şeklindeki görüşlerine yer veriliyor.
- Savcı Bilgili, Genelkurmay bünyesinde kurulan Batı Çalışma Grubu'nu da "illegal" görüyor. İddianamede, "Genelkurmay karargahının amiri olan Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir ile kuvvet komutanları arasında emir komuta ilişkisi bulunmamaktadır, Çevik Bir’in, komutanlara emir verme yetkisi de yoktur" deniliyor. Çevik Bir'in komutanlarla yaptığı "7 Nisan 1997 tarihli toplantı öncesinde herhangi bir davet ve yazışma yapılmaması gözönüne alındığında söz konusu toplantının resmi olmadığı belirlenmiştir" diye devam ediyor. Soruşturma sonucunda, BÇG'nun 10 Nisan 1997'de kurulmasından önce de "kriz masası kurulu" adı altında faaliyete geçtiği kanaatine varılmış iddianamede. BÇG’nun, 28 ªubat 1997 tarihli MGK kararlarının alınmasında etkili olduğu, bu kararların, siyasi kaos ve basının kamuoyunu hükümete karşı yönlendirmesine neden olduğu sonucuna varılmış. İddianame, "BÇG'nin, hiçbir demokratik ülkede kabul edilemeyecek şekilde halkın oyları ile seçilmiş ve meclisten güvenoyu almış hükümeti cebir ve şiddet kullanmak suretiyle devirmek amacıyla emir yazılmasını sağlayıp, hükümeti devirme iradelerini resmileştirdikleri anlaşılmıştır" diye son buluyor.
Haber Editörü: Deniz ARSLANHAN
Türkiye'nin en kolay okunan haber, magazin sitesi mgdtv.com'da en güncel haberleri bulabilirsiniz.
Etiketler: 28 Şubat İddianame Ankara 13. Ağır Ceza mahkemesi iddianameyi kabul ettiBu habere yorum yapan ilk siz olun!
Türkiye'nin en kolay okunan haber sitesi olarak siz okuyucularımıza daima güvenilir ve objektif yayıncılık anlayışımızla hizmet vermekteyiz.
En güncel ekonomi haberleri, borsa durumu, finans,
en yeni spor, sanat ve tarafsız siyaset haberlerine günlük olarak ulaşabileceğiniz geniş bir platform. Sıkılmadan okuyabileceğiniz, renkli görselleri ile, detaylı ancak bir o kadarda kısa ve
öz yazılan içerikleriyle haber magazin Mgd Tv hizmetinizde.