Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Arınç, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın çözüm süreci hakkındaki açıklamaları için "Demirtaş, çözüm süreci konusunda iyi niyetli çaba gösteren ve bu sürecin başarıya ulaşmasını arzu eden birisi değildir. Buna yürekten inanıyorum. Bana ulaşan bilgilerin gerçekliğini çok iyi bildiğim için bunu söylüyorum. Dilerim ki bu noktadan sonra bu süreci baltalayacak hareketin içerisinde olmaz. O şimdi önümüzdeki seçimler için iyi, verimli bir proje gibi görünüyor. Bu proje üzerinde Türkiye'de çalışanlar var. Ben 40 yıldır siyasetin içerisindeyim. Hangi projenin kimler tarafından parlatıldığını siyasete sürüldüğünü az çok tahmin ederim. Bu proje sadece Demirtaş'ın sahsında değil içinde kızıl yıldızı barındıran Vatan Partisi için de bir noktadır. Bir proje var. Bu benim şahsi görüşümdür. Ben kendisinin başarı bir siyasetçi olacağını düşünüyorum. En büyük engelin egosu olduğunu söylemiştim. Çözüm sürecine bugüne kadar ne kadar engel çıkarılmışsa bunlardan sorumlu olanların en başta geleni Selahattin Demirtaş'tır" dedi.
DEMİRTAŞ ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLER İÇİN İYİ, VERİMLİ BİR PROJE GİBİ GÖRÜNÜYOR" |
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın çözüm sürecine ilişkin yaptığı açıklamaları nasıl değerlendirdiği sorulan Arınç, "2013 yılının Nevruz ayında da buna benzer Öcalan'ın bir mesajı milletvekilleri tarafından okunmuştu. Silahlar dursun demişti. 2 yıl sonra böyle bir noktaya gelinmiş bulunuyor. 2 yıllık bir gecikme var denilebilir. Terör eylemleri bitecektir. Çözüm süreci ancak bundan sonra konuşulmaya başlanacaktır. Hükümetimiz bu konuda kararlıdır. HDP legal bir partidir. Çözüm sürecinde bizim partnerimizdir. Partnerimizle iyi ilişkiler kurmak ve onlarla çözüm süreci konusunda müşterek çalışmayı dürüst bağlamda çalışmayı arzu ederiz. Birilerinin beklediği ve ümit ettiği gibi çözüm süreci çözülme süreci değildir. Bugüne kadar HDP'li milletvekillerinin hiçbirisi beni çözüm sürecini engellemeye çalışmakla itham etmedi. Cumartesi günkü açıklamada 3 tane HDP'li milletvekilleri var. Onlara ben teşekkür ediyorum. Onlar samimi olarak çözüm süreci konusunda ellerinden geleni yapmaktadırlar. Bu kişiler aynı zamanda İmralı Adasına giden görüşme heyeti arasında 2 yıldan beri yer alıyorlar. Görüşmeye gidip de bir daha gidemeyenler de vardır. Kim olduklarını az çok tahmin edersiniz. Niye gidememişlerdir, gelmelerini kim istememiştir, hangi sebeplerle bu soğukluk ya da sıcaklık sözkonusudur ben bunları bilirim. Çünkü bu süreci yakından takip eden, görevi icabı istihbaratın verdiği bilgiler yanında çok özel bilgilere sahip bir insanım ben. 6-7 Ekim olaylarından sonra Demirtaş'ın oradaki tutumunu eleştirdiğimde bazı konuları istemeyerek de olsa gündeme getirmiştim. Bunlara cevap alabilmiş değilim. Bugün o 3 tane arkadaşımıza içlerinde Pervin Buldan da var. Sağ olsun bana selam göndermiş. Ben de aleyküm selam dedim. Demirtaş, çözüm süreci konusunda iyi niyetli çaba gösteren ve bu sürecin başarıya ulaşmasını arzu eden birisi değildir. Buna yürekten inanıyorum. Bana ulaşan bilgilerin gerçekliğini çok iyi bildiğim için bunu söylüyorum. Dilerim ki bu noktadan sonra bu süreci baltalayacak hareketin içerisinde olmaz. O şimdi önümüzdeki seçimler için iyi, verimli bir proje gibi görünüyor. Bu proje üzerinde Türkiye'de çalışanlar var. Ben 40 yıldır siyasetin içerisindeyim. Hangi projenin kimler tarafından parlatıldığını siyasete sürüldüğünü az çok tahmin ederim. Bu proje sadece Demirtaş’ın sahsında değil içinde kızıl yıldızı barındıran Vatan Partisi için de bir noktadır. Bir proje var. Bu benim şahsi görüşümdür. Ben kendisinin başarı bir siyasetçi olacağını düşünüyorum. En büyük engelin egosu olduğunu söylemiştim. Çözüm sürecine bugüne kadar ne kadar engel çıkarılmışsa bunlardan sorumlu olanların en başta geleni Selahattin Demirtaş'tır" diye konuştu.
"BİZ ORADAN GELEN HER ŞEYİ KABUL EDEMEYİZ"
Çözüm sürecine ilişkin konuşan Arınç, "Sonuca yaklaştığımızın farkımdayım. Sadece şunu bilsinler. 4 Şubat’ta açıklanması gereken bu 10 madde neden 24 gün sonra açıklanabilmiştir? Çünkü bu farklı bir şekilde bize ulaştırılmıştı. İçinde kabul edemeyeceğimiz şeyler vardı. Biz oradan gelen her şeyi kabul edemeyiz. Biz devleti temsil ediyoruz. İtiraz ettik bunun üzerine turizm gelişti maşallah. Bir kısmı apar topar İmralı’ya gitti, bir kısmı Kandil’e gitti. 24 gün böyle geçti. Şimdi Bülent Arınç'ı eleştirmek için hiçbir hakkınız yok. Bizim önümüze gelen ve kabul edilmesi gereken metin, okunan metin değildir. Gelinen nokta beni teyit ediyor. Eğer 4'ünde elimize getirilen noktayı kabul etmiştik olsaydık ben bunların hiçbirini söylememiş olurdum. Yapmamız gerekenler konusunda el birliğiyle metin yüzde 60 değiştirilerek bu noktaya geldi. İyi de oldu" ifadelerini kullandı.
"PERVİN BULDAN ÇÖZÜM SÜRECİNİN SAMİMİ DESTEKÇİSİDİR"
HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan'ın kendisine gönderdiği selama ilişkin yaptığı açıklamada Arınç, "Sayın Buldan bana selam gönderiyor. O iyi niyetle çaba gösteren bir hanımefendidir. Acı çekenlerden birisidir. Çözüm sürecinin samimi destekçisidir. Bu işlerin buraya gelmesinde de çok olumlu katkısı olmuştur. Benim söylediğim konu 4 Şubat'taki metin üzerinde tasarlanmışsa Sayın Buldan o tarihte hükümetle HDP Heyeti yan yana açıklama yapacak, demişse ben de bunu inkar etmişsem o zaman mesele yok. Benim eleştirdiğim konu cumartesi günü okunan konu değildir. Yüzde 60 değişen metin hükümet üyeleri ve HDP Heyeti ile birlikte okunmuştur. Ne Demirtaş ne Buldan 4 Şubat'ta önümüze getirilen metin bu değil diyorsa benim sözlerim de o kadar haklıdır" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'NİN YARARLI GÖRDÜĞÜ HUSUSLARDA ANLAŞMA OLURSA KOALİSYON İÇERİSİNDE ÜZERİMİZE DÜŞENİ YERİNE GETİRİRİZ"
Musul Valisi'nin Musul'u kurtarmaya yönelik operasyona Türkiye'nin de destek vereceğine dair iddiaları sorulan Arınç, "Nuceyfi şu anda Musul'da değil. Maalesef Musul, DEAŞ’ın işgali altında. Biz DEAŞ’a karşı 60’tan fazla ülkenin desteklediği koalisyonda elbette destekçiyiz. Bunun sınırlı olduğunu söylemeliyim. Koalisyonun aldığı kararlardan haberimiz vardır. Eğer DEAŞ’a karşı böyle bir koalisyon hareket edecek ve sonuç alacaksa sadece havadan yapılacak operasyonlarla netice almak bizce mümkün değil. Türkiye daha kapsamlı kara harekatının gerekli olduğunu ifade ediyor. Güvenli hava sahasının emniyet bölgelerinin mutlaka bizim açımızdan olmazsa olmazı olduğunu koalisyon da çok iyi biliyor. Uçuşa yasak bölgenin gerçekleşmesi mümkün olmadı ama görüşmeler devam ediyor. Türkiye'nin kendi açısından yararlı gördüğü hususlarda bir anlaşma olursa biz de koalisyon içerisinde üzerimize düşeni mutlaka yerine getiririz" açıklamasında bulundu.