Çarşamba gününe Golden Gate Köprüsü’nün üzerinde, San Fransisco Körfezi’ni izleyerek başladım. Birkaç dakikada köprüyü geçtik. Ardından yarım saatlik bir Los Angeles turuna katıldım. Rehberimiz Amanda’yı takip eden ben ve diğer 400 kişi Hollywood Bulvarı’nda, Michael Jackson yıldızının peşindeydik. “Onu bulacağız” dedi Amanda. “Orada fotoğraf çekmeyi unutmayın!” “Burada 400 kişiyiz!” diyerek yıldızlar kaldırımındaki kalabalığın arasından sıyrıldı ve bize döndü: “Fotoğraf zamanı!” Bu sırada bir uyarı geldi: “Zaz’ın konseri var!” Fransa’daydım. Dijon’daki konseri canlı izledim. Yayıncımın yayını kesmesini takiben New York’ta bir bisikletin üzerinde, East Village’dan yukarı Manhattan’a doğru yol aldım. “New York’a da bahar gelmiş” dedim. Ne ışınlandım ne rüyamı anlatıyorum. Tüm bunları bir aplikasyon sayesinde gerçekten yaşadım. Yeni birplatformla karşı karşıyayız. Adı Periscope. 3 hafta 5 gündür hayatımızda. Henüz üye sayısı 1 milyon civarında. Kimine göre yeni medyanın yeni oyuncağı, kimine göre 1 seneyi bulmadan Facebook ve Twitter ile aynı kulvarda anılacak uygulama. Blog.tv ve ustream.tv’den alışık olduğumuz “gönüllü yurttaş gazeteciliği”, canlı yayınla, bu kez akıllı telefonlara adapte edilerek geri döndü. Fikir yeni değil (Meerkat gibi Periscope’tan eski, benzer uygulamalar mevcut). Fakat canlı yayın yapmak hiç bu kadar kolay olmamıştı. Radyonun resimlisi televizyondu, bu da Twitter’ın resimlisi Periscope...
KURUCUSU GEZİ’DEN
Hiçbir aracı olmadan, profesyonel kameralar, sunucu, editör, prodüktör veya yayın politikalarından bağımsız bir dünya... Peki bu iş nereye varacak? Önce başka bir bahara dönelim, İstanbul’a... İranlı girişimci Kayvon Beykpour, 2013 Haziran’ındaki Gezi Parkı eylemlerinde, akıllı telefonlarla video ve fotoğraf çekenleri fark ediyor. ABD’ye dönüyor ve fikrini Amerikalı ortağı Joseph Bernstein’a anlatıyor. “Ortağımla Periscope fikrini geliştirmek için uzun süre tartıştık” diyor Beykpour. “Gezi eylemlerindeki gözlemlerimden yola çıkarak, bir canlı yayın uygulamasının bir telefonla dünyadaki diğer kullanıcılara görüntü aktarması gerekiyordu. Bu fikrin üzerine giderek, Periscope’u geliştirmeye başladık. San Francisco’ya taşınarak bir yazılım ekibi kurduk.” Twitter kurucusu Jack Dorsey’nin Ağustos 2014’te ABD’de patlak veren Ferguson olaylarını yerinde bizzat Vine ile paylaşması üzerine Beykpour ve Bernstein, Twitter’a işbirliği öneriyor. 2015’in başında 100 milyon dolar karşılığında Periscope, Twitter’a satılıyor. Şu anda iOS işletmecili cihazlara ücretsiz olarak indirilebiliyor ve hızla büyümesi bekleniyor. Hele ki gelecekte muhtemel Tahrir, Gezi, Ukrayna veya Ferguson benzeri küresel ölçekte ses getiren bir olayla patlayabilir...
DÜNYAYI BAŞKA GÖZLERDEN İZLEMEK
Nitekim kurucu ekip de Periscope’u şöyle tanıtıyor: “Bir yılı aşkın bir süre önce başkasının gözünden dünyayı keşfetme fikrine hayran olduk. Ukrayna’yı bir protestocunun gözüyle görmek nasıl olurdu? Ya da Kapadokya’da balondan gün doğumunu izlemek? Çılgınca gelebilir ama biz ışınlanmaya yakın bir şey yaratmak istedik. Olayları ve yerleri keşfetmenin birçok yolu varken, biz bir yeri o anda canlı görüntüler aracılığıyla yaşamaktan daha iyi bir yol olmadığına inandık. Bir resim bin kelimeye değer olabilir, ancak canlı yayın seni alıp anında o yere götürür...” Dünyayı başkalarının gözünden görmek, beni Los Angeles turuna çıkaran Amanda gibiler sayesinde artık mümkün. Hatta Donatella Versace ile aynı yatakta kahvaltı yapmak da öyle. Peki bu iş nereye mi varacak? Bu kervan yolda düzülecek, kendi fenomenlerini, trendlerini yaratacak ve belli ki birilerini de çok üzecek...
NASIL OLUYOR?
KAYIT
“Sign in with Twitter” (Twitter’la Kaydol) kısmına tıklıyorsunuz. Twitter hesabınız otomatik olarak entegre ediliyor. Uygulama mönüsünde, sırasıyla “Periscope” , “Global”, “Start a Broadcast” (Yayına Başla) ve “People” (İnsanlar) adlı 4 seçenek bulunuyor. n Takip Global üzerinden dünyadan yayıncılara ulaşabiliyorsunuz. People ile hit kullanıcıları görebiliyorsunuz. Kullanıcı arayabiliyor ve profilinizi ayarlayabiliyorsunuz. Takip ettikleriniz yayına çıktıklarında telefonunuza bir uyarı mesajı geliyor. Yayını takip ederken ekrana dokunarak yayıncıya uçuşan kalp balonları gönderiyorsunuz. Bu da Periscope’un “like”ı, “fav”ı... Takipçilerin yayıncıya yazdığı mesajlar ekranda sırayla yükseliyor hatta görüntüyü kapatabiliyor. Mesajları görmeme seçeneği de mevcut.
YAYIN
Broadcast, Periscope uygulamasının kameranıza, mikrofonunuza ve bulunduğunuz konuma erişmesini sağlıyor. Gelen ekranda video’nuzu adlandırıyorsunuz. Canlı yayının gizli veya herkese açık olmasını seçebiliyorsunuz. “Start Broadcast”e tıkladığınızda canlı yayına başlıyorsunuz. Yayına başladığınızda ekranda “Live” yazısı çıkıyor. Ekrana iki kez tıklayınca telefonun ön kamerasına geçiyorsunuz. Sağ altta kaç kişinin izlediği yazıyor. Yayını bitirmek istediğinizde ekranın üst kısmındaki “Stop Broadcast”e basıyorsunuz. Kalpler bir nevi Periscope’un para birimi. Yayınlarınız ne kadar kalp toplarsa hesabınız küresel sıralamada o kadar yukarı çıkıyor.
SONRASI
Periscope, video yayınlarını kaydediyor ve 24 saat içerisinde isteyen herkesin bu yayınlara erişmesi mümkün. Oysa benzeri bir diğer uygulama olan Meerkat’ta yayın durdurulduğu anda erişim mümkün olmuyor, kendini imha ediyor.
‘Periscoper’lar
Basın-yayın
Şimdiden İrfan Değirmenci, Nevşin Mengü gibi ekran yüzleri, haber programları arası ve öncesinde Periscope’tan izleyicilere ulaşıyor. Gazeteci Ruşen Çakır ise takipçilerine zaman kaybetmeden ve doğrudan yayın yaparak takibi altına aldığı konulara dair gelişmeleri ve analizlerini paylaşıyor, tartışıyor.
Sen neymişsin be abi?
Ayhan Sicimoğlu, Periscope’un aradığı yüz! Şimdiden Periscope’ta fotoğraf turlarına çıkanlar, Seul, Paris, New York, Los Angeles, Londra’da gezi rotaları düzenleyenler, yemek yapanlar var. Doğrusu pek keyifliler...
Kardashian sendromu
Geliyorlar! Kardashian’lar gibi kendi hayatını yayınlayarak star olmaya çalışan Periscope kullanıcıları doğabilir.
Siyasetçiler
2016 seçimleri öncesinde ABD’de Periscope’a akın var. Periscope, TBMM’ye de girdi. 17 Nisan Cuma günü TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in basın toplantısı canlı olarak Periscope üzerinden “TBMMresmi” adlı hesap tarafından yayınlandı.
“Memeni aç”çılar
İngilizce’si “Open your boob”... Bu talepler sık sık yorum kısmında dile getiriliyor. Yayıncı da takipçi de onları bloklayabiliyor.
REYTİNGLERİNİZ NASIL ARTAR?
Unutmayın, küresel yayın yapıyorsunuz. Ekrana çıkar çıkmaz “Günaydın” ya da “İyi akşamlar” demeyin. Sizin sabahınız başkasının akşamı ya da tam tersi... Seçtiğiniz konular da ülke sınırlarını aşsın, herkese dokunsun.
Yayın saatinizi önceden ilan edin, diğer sosyal medya hesaplarınızda paylaşın.
“Start a Broadcast” (Yayına Başla) tuşuna bastığınız anda konuşmaya başlayın. Yani, “Beni acaba kimler takip ediyor” diye 20-30 saniye ekrana boş boş bakmayın. Unutmayın, sizi tekrar izleyecekler.
Burası en interaktif canlı yayın ortamı. Takipçilerinizi yayına nasıl dahil edebilirsiniz, bunun üzerine çalışın. Alex Pettitt adlı kullanıcı, bir süpermarkete girip izleyicilerine “Ne söylerseniz alacağız” dedi ve epey renkli bir yayın gerçekleştirdi. Yani olay katılım ve interaktif içerik...
Maç yayını yapmıyorsunuz, sahadaki sizsiniz... Dolayısıyla anlatacağınız bir şeyler olmalı. Bir senaryo, bir yayın taslağı hazırlayın. Canlı yayında A noktasından B noktasına ulaşmayı bilmelisiniz.
Çok uzun tutmayın. Yayına en yüksek katılımın gerçekleşeceği saatleri kestirin. Periscope’un prime time’ını bulun...