Bu haftadan itibaren neredeyse yıl sonuna kadar Anadolu Ateşi ile birlikte uzun bir turneye çıkacak olan Mustafa Erdoğan, oyunlarındaki değişiklikleri, yeni projelerini ve çocuklarını Hafta Sonu’na anlattı...

‘Troya’ gösterisini sergilemek için Türkiye turnesine başlıyorsunuz ve ilk olarak Trabzon’dasınız. Nasıl bir gösteri ve turne olacak?

Anadolu Ateşi uzun bir aradan sonra bir Türkiye turnesi gerçekleştiriyor ‘Troya’yla. ‘Troya’yı daha çok yurt dışında oynuyoruz, Antalya’da oynuyoruz. Türkiye’de salon sorunu nedeniyle fazla yapamamıştık ama şimdi yavaş yavaş gideceğimiz illerde açılan yeni salonlar sayesinde bu turneyi gerçekleştirebiliyoruz. 30 Ekim’de Trabzon, 1 Kasım’da Samsun, 3 Kasım’da Ankara, 5 Kasım’da Gaziantep, 7 Kasım’da Mersin, 21 Kasım’da İstanbul ve 28 Kasım’da da İzmir Karşıyaka’da olacağız. 

Neler hissediyorsunuz?

Bu turne için uzun süredir hazırlanıyoruz zaten. Oyunumuzda önemli değişiklikler yaptık. Birçok müdahale yaptık, değiştirdik. Heyecanlıyım çünkü hep Anadolu Ateşi ile gezdiğimiz yerler buralar. Anadolu Ateşi, Türkiye’nin projesi, bir Türkiye klasiği, Türkiye’nin bu alanda milli takımı ve yeni oyunuyla tekrar seyirci karşısına çıkıyor. Bu açıdan güzel bir tarihsel serüvene çıkaracağız seyircimizi. Türkiye’nin her yanından derlediğimiz danslarla, batı danslarıyla, modern danslar ve balelerle görkemli bir müzikal onları bekliyor.

Prova süreciniz de epey uzun sürmüş, yedi bin 200 saat. Nasıl geçti?

Bizim ‘Troya’yı yapma süremiz neredeyse ‘Troya’ tarihi kadar eski. 99’da bu projeyi yaparken aklımda olan bir şeydi. ‘Sultans of the Dance’i yaparken daha “İkinci proje ‘Troya’ olacak” diyordum. Araya başka projeler girdi, başka şeyler de yaptık ama büyük projemiz bu oldu. Gittiğimiz turnelerde, gezdiğimiz ülkelerde hemen hemen dünyanın 50 ya da 60 ülkesinde bu provaları yaptık. Turnedeyiz, Anadolu Ateşi’ni yaptık ama gösteriden önce mutlaka ‘Troya’ çalıştık. O şekilde daha prova aşamasındayken bütün dünyayı gezen bir proje oldu. Seyirci gelip salona girerdi. Ben seyircinin önünde prova yapmayı severim. Bu sahneleri check etmek anlamına gelir, reaksiyonlarına bakarım biz provadayken; beğeniyorlar mı, beğenmiyorlar mı, ne kadarı geçiyor seyirciye... Seyirci ‘Troya’ provasını izleyip ardından Anadolu Ateşi’ni izlerdi, çok şaşırırlardı. Siz başka bir prova yaptınız ve oyun başka... Böyle şaşırtmaları seviyorum. Bu açıdan uzun sürdü. Şimdi bu yaz sezonunda Antalya’da değişiklikler yaptık o şekilde turneye çıkıyoruz.

Peki nasıl değişiklikler, yenilikler oldu?

Birkaç bölümün koreografileri değişti. Müzikleri değişti. Kostümlerde değişiklik var. Akıştaki bazı yerleri değiştirdik ve biraz daha hızlı, daha dinamik, hikayeyi de daha anlaşılır kılan müdahaleler yaptık. Çünkü her ne kadar buralı bir hikaye de olsa, izlerken bir anlatma sorumluluğumuz var. Bir de biz dünyadaki yaygın kanının aksine kendi yorumumuzla yapıyoruz. Yani buralı bir ‘Troya’ hikayesi anlattığımız için anlaşılır olmak da bir zorunluluk tabii ki. 

‘DÜNYADA EN ÇOK İLGİ GÖREN TOPLULUKLARDAN BİRİYİZ’

Dünyadaki ilgi nasıldı öncesinde?

Şöyle söyleyeyim; şu anda dünyada en çok ilgi gören dans topluluklarından biriyiz. Dünyadaki en büyük dans topluluğu da -çalışan kapasite bazında- en büyüğü biziz şu anda. Müthiş ilgi görüyoruz. Gitmediğimiz ülke yok neredeyse. Her gittiğimiz ülkede mutlaka oranın en önemli kültür-sanat olayı olarak gösteriliyoruz. Türkiye insanına gurur veren tablolar yaşıyoruz. Biz de bu gurura bu kültürel birikime layık olmaya çalışıyoruz. 

Yurt dışında hak ettiği değeri görüyor ama sizce Türkiye’de hak ettiği değeri görüyor mu?

Türkiye zor bir ülkedir bu anlamda. Sanatla ilişkisini tamamlayamamış, yeterince sanata ilgi gösterilmeyen bir ülke. Bundan kastım halk değil tabii ki yönetenlerle ilgili bir sorun var. Bu yeni bir mesele değil, bütün sanatçıların yakındığı ortak bir nokta. Fakat güzel bir şey yaparsanız halk mutlaka bunun ödülünü veriyor. Biz onlara layık bir şey yaratmaya çalıştığımız için halk başından beri destekledi. Basın özellikle hep başından beri yanımızda oldu, hakkını verdi, ilk manşetlerden bügüne kadar devam eden bir ilgi var sağolsunlar. Muhteşem gösteri, şahane gösteri, bravo ulusal gurur gibi manşetleri hatırlıyoruz hepimiz. Bunun devam etmesi de güzel ama yine de bunlardan daha fazlası yurt dışında yazılıyor. Her dilden haberimiz var. Dünyanın en büyük televizyonlarında defalarca haber olmuş, canlı yayınlanmış, Çin televizyonunda yılbaşında yayınlanmış bir gösteri. Zaten o yayında biz 900 milyon insana ulaştık. Sadece o yayınla! Anadolu Ateşi’ni bilip Türkiye’yi tanımayan seyircimiz var. Haritadaki yerini gösteremeyen seyircimiz var. Atlas Okyanusu’nda bir ada olan Azur Adası’nda oynadık, o adada 12 bin kişi yaşıyor, tamamı bizi izledi. Karayip Denizi’nde, Martinik Adası’nda, Yeni Zelanda’da, Sibirya’da oynadık. 

Bir nevi Türkiye’nin tanıtımını üstlenmişsiniz...

Evet, biz tanıtım elçiyiz, önceki kültür bakanımızın ifadesiyle... Onlardan daha çok Türkiye’yi tanıtıyoruz, bu da önemli bir gurur vesilesi. 

Türkiye'nin en kolay okunan haber, magazin sitesi mgdtv.com'da en güncel haberleri bulabilirsiniz.