Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Kimse bir daha Türkiye'nin sınırlarını herhangi bir şekilde ihlal etme cüreti gösteremeyecektir. Bu konuda her türlü tedbir alınmıştır" dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Paris'te, ABD, İngiltere, Katar ve Suudi Arabistan dişişleri bakanlarıyla yaptığı görüşmelerin ardından, Türkiye'nin Paris Büyükleçiliği'nde son gelişmelere ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İngiliz ve Fransız bakanlarla görüşürken, helikopterin düştüğü haberlerinin geldiğini belirten Davutoğlu, Paris'teki muhataplarına helikopterin düşürülmesiyle ilgili bilgi verdiğini söyledi.

Davutoğlu, "Suriye sınırımıza 5 mil uzaktlıkta helikopter tespit edilmiştir. Tüm uyarılara rağmen bu helikopter Türk hava sahasını ihlal etmiştir. Yapılan uyarılara rağmen hava sahasını terk etmeyenhelikopter düşürülmüştür" dedi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, konuyla ilgili olarak BM Genel Sekreteri, NATO ve BM Güvenlik Konseyi ülkelerine gerekli bilginin verileceğini belirtti. Davutoğlu, "Kimse bir daha Türkiye'nin sınırlarını herhangi bir şekilde ihlal etme cüreti gösteremeyecektir. Bu konuda her türlü tedbir alınmıştır" diye konuştu.

Bakan Davutoğlu, Paris'teki temasları sırasında dışişleri bakanlarının da Türkiye'nin sınır güvenliği konusunda tam desteklerini ifade ettiğini söyledi.

"Suriye krizi kimyasal silahlarla sınırlı değil"

Davutoğlu Paris'teki temaslarının ardından Türk Büyükelçiliğinde basın toplantısı düzenledi.

BM Güvenlik Konseyi üyesi üç ülkeden mevkidaşlarıyla bugün yaptığı görüşmelerin çok önemli olduğunu belirten Davutoğlu, bu formatın devam etmesi gerektiğini söyledi.

Davutoğlu, Suriye'nin kimyasal değil, konvansiyonel silahlar da kullandığını belirterek, Şam rejiminin konvansiyonel silahlara başvurmasının maruz görülemeyeceğini söyledi.

BM raporunun Suriye'de açıkça sarin gazı ve kimyasal silahlar kullanıldığını ortaya koyduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Bu kimyasal silahlar muhalefetin yapamayacağı kadar karmaşık bir yapıya sahiptir. Üstelik kimyasal silahların fırlatıdığı yerden yere füzeler sadece Şam rejiminin elinde bulunmaktadır" ifadesini kullandı.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, kimyasal silah kullananların yargı önüne çıkartılması gerektiğini aktararak, "Halepçe'de, Bosna-Srebrenitsa'da bunlar yaşandı. Bir daha yaşanmaması, dünyaya kötü örnek verilmemesi gerekir" dedi.

Sunulacak BM karar tasarısında güç kullanılmasını içeren 7. maddeye mutlaka atıfta bulunulmasının önemine işaret eden Davutoğlu, "Biz, bu konudaki kaygılarımızı muhataplarımıza ilettik. Suriye'deki kriz, kimyasal silah olmadan da tırmanabilir. BM'nin sorumluluğu sadece kimyasal silahlarla bitmiyor" dedi.

"Suriye'ye  verilen takvimle ilgili ciddi kaygılarımız var" diyen Davutoğlu, uzun aylar sürebilecek takvimin rejim tarafından suistimal edilebileceğini söyledi.

Kimyasal silahların nerede bulunduğunun belli olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Bunların tamamen tasfiyesi zaman alabilir ancak bunun rejimden uzaklaştırılması için çaba gösterilmesi gerekir" ifadesini kullandı.

Davutoğlu, "Suriye rejimi bu süreyi uzatarak kendine avantaj oluşturabilecek bir konjonktür sağlamaya çalışıyor. Hazirana kadar tasfiye beklemek uluslararası topluma kötü örnek olur" diye konuştu.

‘’Suriye rejimine karşı ciddi caydırıcılık gösterilmesi gerekir’’

 Davutoğlu, Paris’teki temaslarının ardından Türkiye’nin Paris Büyekelçiliği’nde bir basın toplantısı düzenledi.

BMGK'ya sunulacak karar tasarısıyla ilgili  çok detaylı bir şekilde görüşme yapıldığına değinen Davutoğlu, şunları söyledi:
‘’Biz, böyle bir karar tasarısının sadece kimyasal silahlarla sınırlı olmasının doğru olduğu kanaatinde değiliz. Kimyasal silahlar önemli bir unsurdur, önemli bir normdur. Bunun ihlal eden büyük bir suç işlemiştir. Ancak Suriye krizi sadece kimyasal silahlarla ilgili bir kriz değil. Kimyasal silah kullanılmadan önce son rakamlara göre 120 bini aşan ölümler var, milyonlarca mülteci var. Türkiye'yi etkileyen durumlar var. Uluslararası güvenlik sorunu var. BMGK'nın buna bir şekilde atıfta bulunması gerekir. Kimyasal silahların çözülmüş olması da krizi ortadan kaldırmıyor. Bundan sonra kriz, kimyasal silah kullanılmadan daha da tırmanabilir. Onun için biz bu karar tasarısında insani unsurların olması gerektiğini kendilerine ilettik. Mülteciler ve sivil halkın korunması konusunda atıflar olması gerektiğini vurguladık. P3 ülkeleri bu konularda prensipte olumlu yaklaşmaka birlikte Rusya ve Çin'in de tutumunu da gözönüne alarak mümkün olduğu kadar daha odaklanmış karar tasarısı üzerinde çalıştıklarını ifade ettiler. Ama bu konuları gündeme getireceklerini söylediler.''

"BMGK'ye sunulan karar tasarısında rejime karşı sert ifadeler olmayacaksa neden bu karar tasarısı çıkıyor" diyen Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Bugün rapor çıktı. İlgili bütün birimlerimizin ve bugünkü toplantıdaki bakanların da ortak kanaati, bir kimyasal silahın ancak rejim tarafından üretilebileceği ve yerden yere füzenin de sadece rejimin elinde olduğu aşikar.  BM uzmanlar heyeti, siyasi bir yetkisi olduğu için herhangi bir taraf söylemez. Ama ortaya konulan tablo açık bir şekilde bu saldıranan rejim tarafından yapıldığını gösteriyor. Niçin telaşla iki gün önce tasfiye için rejimin harekete geçtiğini de gösteriyor. Çünkü çıkacak sonuç belliydi. Çıkacak sonucu anlamsızlaştırmak için öyle veya böyle elindekini teslim edip kurtulma yoluna gitti. Bu yolla uluslararası toplumu aldatan rejim kınanmayacaksa, bu rejime dönük sert cevaplar verilmeyecekse  BMGK'nin caydırıcılığı nerede kalacak. Biz BMGK üyesi değiliz. Olsaydık tutumumuz çok daha belirleyici olurdu. Daimi üye olsaydık olaylar muhtemelen buraya kadar da gelmeyebilirdi. Daimi üyelerin bu özel konumlarını da göz önünde bulundurarak, bu kaygıları değerlendireceklerini ümit ediyoruz. Türkiye'nin tepkisini bu anlamda sordunuz, beklentilerimiz bunlar. Ümit ederiz ki bütün daimi üyeler ve BMGK üyeleri bu konuda sorumluluğun gereği olan adımları atarlar.’’

Türkiye'nin en kolay okunan haber, magazin sitesi mgdtv.com'da en güncel haberleri bulabilirsiniz.