AK Parti Ekonomi İşleri Başkanlığı'nın Kırşehir'de bir otelde düzenlediği Türkiye Kent Ekonomileri Forumu Değerlendirme Toplantısı'nda konuşan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Türkiye'nin son 10-12 yıllık sürede, vesayet yapılarının ortadan kalktığı, halkın seçtiği insanların politikaları belirlediği ve halka karşı hesap verdiği ülke haline geldiğini söyledi. Hükümetin yaptığı reformların kalkınma açısından önemli olduğunu ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:
"10-12 yıllık gerçekten bir sıçrama diyebileceğimiz, bir dönüşüm diyebileceğimiz süreci yaşadı Türkiye. Şöyle bir tuzağa düşmemeliyiz, 'Biz başardık, yaptık, artık işleri normal haline bırakabiliriz' diye bir anlayışa girecek olursak bütün kazanımlarımız adına gerçekten yazık etmiş oluruz. Türkiye, 10-12 yılda başardıklarını bir ikinci sıçramayla atılımla daha üst noktalara taşımak durumunda olan bir ülke. Vesayetçi demokrasiden normal demokrasiye geldik. Şimdi ileri demokrasiyi hedeflemek durumundayız. 2023 vizyonuna giderken ekonomik, ileri bir demokratik yapıyı hep birlikte inşa etmek durumundayız."
Son dönemde yaşanan bazı olayların Türkiye'nin yaşadığı dönüşümün kolay olmadığını gösterdiğini, bazı yapılar tasfiye edilirken, başka yapılar ortaya çıktığını vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Bazı yapıları tasfiye ediyorsunuz, karşınıza yeni bir takım yapılar çıkıyor. İşte bütün bunları bir anlamda bu sistemden tasfiye ederek, gerçek anlamda bir hukuk düzenini, sadece adalet için çalışan bağımsız ve tarafsız bir hukuk düzenini tesis etmek durumundayız. Adalet ve hukukun bir takım başka hedefler için araçsallaştırıldığı bir ülke olmaktan çıkmak durumundayız. Bunun olduğu bir yerde ekonomik gelişmeyi de sağlayamazsınız. İdare yanlış yaparsa hukuk var, siyaset yanlış yaparsa seçimler var. Halka hesap verirsiniz. Ama hukuk içindeki yapılar yanlış yaparsa, adalet içindeki mekanizmalar yanlış çalışırsa bunun gerçekten büyük bir sorun olduğunu görmemiz lazım. Bunu çözmeden, halletmeden kalkınmamızı da ekonomik büyümemizi de sağlıklı bir zemine oturtamayız. Bu zeminlerin mutlaka temizlenmesi lazım. Hukukun sadece hukuki hedefler için çalıştığı, adalet dağıtmak için çalıştığı bir ülke olmak durumundayız. Adaletin başka emellere, siyasi hedeflere araç haline dönüştüğü bir ülke olmak Türkiye'ye yakışmıyor. Bunu bir an önce gündemimizden çıkarmak durumundayız. Demokratik standartlarımızı artırmaya devam etmek zorundayız."
Yaşanan dershane tartışmalarına da değinen Yılmaz, dershanelerin ciddi kaynak israfı olduğuna inandığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Dershaneye harcadığımız kaynağı normal eğitime transfer ettiğimiz zaman, normal eğitim sistemimizin kalitesini artırdığımız zaman, Türkiye'nin başarısının çok daha iyi olacağına yürekten inanıyorum. Bu, kaynak israfının ötesinde, dershane sistemi ve sınav sisteminin en büyük kötülüklerinden birisi de şu, verili seçenekler içinden bir şeyleri seçmeye zorluyor sizi. Zihninizi ona göre şekillendiriyor. Çocuklarımızın, gelecek kuşaklarımızın zihnini sadece kendilerine verilen seçeneklerden birini seçmeye yönlendiren bir yapıdan bahsediyoruz. Bu yapı ile Türkiye birinci sınıf bir ülke olamaz. Çocuklarımız sadece önüne konan seçeneklerden birini tercih etmeye zorladığımız bir yapıdan birinci sınıf bir ülke çıkaramayız."
Bakan Yılmaz, son günlerde döviz kurundaki dalgalanmaların geçici olduğunu savunarak, şunları söyledi:
"FED'in karaları, içeride yaşanan siyasi tartışmalar... Döviz piyasamızda dalgalanmalar yaşanıyor ama ben inanıyorum ki, bunlar geçici dalgalanmalar. Bir süre sonra kendi dengesini bulacaktır. Serbest kur rejimi uyguluyoruz. Merkez Bankamızın da kullandığı çeşitli politikalar var, kendi araç bağımsızlığı içinde. Ben burada en fazla piyasa faizlerini önemsiyorum. Merkez Bankası'nın ortaya koyduğu faizlerin ötesinde piyasanın faizi nedir, buna bakmak lazım. Bu çok artmadığı sürece büyümemizin, yatırımlarımızın çok da fazla olumsuz etkilenmeyeceğini umut ediyorum. Nitekim, Hazine'nin 10 yıllık tahvilleri, 2 yıllık tahvillerinde faizlerin az da olsa geriye gittiğini görüyorum. Bu, kamuya yük açısından olumlu bir durum. Piyasa faizleri de son dönemlerde çok fazla değişmedi. Bu açıdan büyümemizin en az hasarla bu dönemden çıkacağını umuyorum. İlk çeyrekte belki bir miktar etkilenme olabilir. 'Bekle gör' mantığıyla yatırımlarını erteleyenler olabilir."
Yerel seçimlerin siyasi ve ekonomik istikrar açısından önem taşıdığına dikkati çeken Yılmaz, siyasetle ekonominin iç içe olduğunu kaydetti. Yerel seçimler yaklaşırken Türkiye'nin güven ve istikrar noktasında güçlü ülke konumunda bulunduğunu, bunu pekiştirmek gerektiğini vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:
"30 Mart seçimlerinin sonuçları aslında Türkiye'deki siyasi istikrara, güvene, halkımızın vereceği desteğin görüleceği bir süreç olacaktır inşallah. Bunu gördükçe ekonomik dengelerin de çok daha iyi noktalarda şekillendiğini hep birlikte göreceğiz. Bugün yaşanan bir takım hadiselerin yerini çok farklı bir ortama bırakacağına ben yürekten inanıyorum. Bir takım operasyonlar, tuzaklar, siyasi mühendislikler, bütün bunların 30 Mart sürecinde boşa çıkacağına, halkımızın bu tuzakları boşa çıkaracağına hem siyasi istikrarımızı hem ekonomik istikrarımızı yeniden güçlü bir şekilde destekleyeceğine de yürekten inanıyorum."
Türkiye'nin en kolay okunan haber, magazin sitesi mgdtv.com'da en güncel haberleri bulabilirsiniz.
Etiketler: Türkiye Kent Ekonomileri Forumu Cevdet Yılmaz ileri demokrasi ekonomik büyüme ekonomik büyüme fed Merkez Bankası faiz tahvil 30 Mart seçimleriBu habere yorum yapan ilk siz olun!
Türkiye'nin en kolay okunan haber sitesi olarak siz okuyucularımıza daima güvenilir ve objektif yayıncılık anlayışımızla hizmet vermekteyiz.
En güncel ekonomi haberleri, borsa durumu, finans,
en yeni spor, sanat ve tarafsız siyaset haberlerine günlük olarak ulaşabileceğiniz geniş bir platform. Sıkılmadan okuyabileceğiniz, renkli görselleri ile, detaylı ancak bir o kadarda kısa ve
öz yazılan içerikleriyle haber magazin Mgd Tv hizmetinizde.