‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ dizisiyle adını duyuran Wilma Elles, ‘Filinta’daki performansıyla başarısını katmerledi.  

Etiler’deki evine konuk olduğumuz oyuncuyla, bir ay sonra doğacak ikiz bebekleri, yaşamı ve yeni projeleri üzerine sohbet ettik.

 Türkiye’ye yerleşmenizin üzerinden kaç yıl geçti?

5 yıl olacak. 

 Türkçenizin bu kadar güzel olmasını  neye borçlusunuz?

İlk başta ‘Merhaba’ kelimesi dışında hiçbir şey bilmiyordum. O kadar çok senaryo okudum ki bu sayede kelime hazinem inanılmaz gelişti. Şimdilerde de rol aldığım ‘Filinta’ dizisinde çok daha farklı kelimeler öğrenme fırsatım oldu. Osmanlıca kelimeler öğrenmeye başladım. gazete ve kitaplar da büyük katkı sağladı. Hiç ders almadım. 

 Demek ki dile olan bir kabiliyet var...

Evet. Fransızca ve İngilizce biliyorum. İtalyanca’ya da  aşinalığım var. 

 Türk insanını nasıl  tanımlıyorsunuz?

En önemli özellikleri misafirperver olmaları. Beni kucaklamalarına dayanarak söylüyorum bunları. Osmanlı İmparatorluğu’nda herkes bir yerden geliyor aslında. Ben de Türkiye’yi kendi evim gibi hissediyorum. Bir de Türkler gerçekten çok çalışkan. Aslında Almanlarla birbirine çok benziyor. Neden Türkler Almanya’da bu kadar mutlu ya da neden bu kadar rahat ediyor? Çünkü, kültürlerimiz düşündüğümüzden daha yakın. Çok az noktada ayrılıyoruz.  

 Türk yemekleriyle aranız nasıl? 

Türk yemekleri o kadar leziz ve çeşitli ki seçim yaparken zorlanıyorum. Örneğin, çekim için Trabzon’a gittim. Kuymak ve fasulye turşusunun tadına bayıldım. 10 gün önce Mersin’deydim, kebap ve tantuniye hayran kaldım. İnsanların Türkiye’de “Nerelisiniz?” diye sormasına anlam veremiyordum ama  artık anladım. 

‘Çocukları çekime götüreceğim’

 Doğumdan sonra hemen çalışmaya  başlayacak mısınız?

Evet. Çekimler İzmit’te yapılıyor. Eğer fırsatım olursa çocukları da yanımda götüreceğim. Hatta bir bölümde onlara da yer vermek istiyorum. 

 Hamilelik döneminde canınız en çok ne istedi?

Aş erme denen olay vücutta eksik vitamin olunca başlıyor. Ben bu dönemde o kadar düzenli beslendim ki, herhangi bir şey  canım çekmedi. 

 Bebeklerin isimlerine karar verdiniz mi?

Kerem’le beraber bir liste hazırladık. Mutlaka bir Türk adı, Avrupalı adı ve büyüklerin ismi olacak. 

 Yani üç isimli  olacaklar öyle mi? 

Evet. İkiz oldukları için erken doğma ihtimali var. Ben numerolojiye çok inanıyorum. Bana göre her ismin şifresi var. Doğum tarihi ve saati çok önemli. Hazırladığım listeden doğum olduğu an en uygun ismi seçeceğim.   

‘Kerem, çok güzel şarkı söyler’ 

 Kerem Bey iş yaşamındaki başarısını evde de sürdürüyor mu? Sizce nasıl  bir baba olacak?

Ben hayatımda ilk defa bir erkeğe bu kadar hayranlık duyuyorum. Başta çok akıllı. Farklı yetenekleri var. Örneğin çok iyi şarkı söyler, drama yeteneği de çok kuvvetli. İyi de bir oyuncu olur. 

 Nasıl bir gelinsiniz?

Kayınvalidemle çok iyi anlaşıyorum. O da benim gibi zayıf ve uzun boylu. hamilelikten önce aramızda kıyafet  alışverişi bile oluyordu. 

 Romantik bir evlilik teklifi var. Hikayeyi bir de sizin ağzınızdan dinleyelim... 

Kerem’in ailesi Kapadokya’dan geldiği için burası bizim için özel anlam taşıyordu. Beni Kapadokya’ya davet etti. Aslında tahmin ettim sürpriz yapacağını. İlk etapta çok heyecanlı değildim ama ne zaman ki yüzüğü gördüm, o an kalbim bulutların üzerine çıktı.  

 Kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?

Kerem ve ben siyasetle ilgilenmeyi seviyoruz. Geçen haftalarda üç ülke arasındaki ekonomi toplantısına katıldım. Tarım Bakanlığı’nın toplantısıydı. Bu tarz siyasi uluslararası projelerde olmak istiyoruz.

 Size özel güzellik  sırrınız var mı?

Cildime bal sürerim. Yeni keşfimse üzüm çekirdeği tozu. Antioksidan açısından oldukça zengin çok faydasını gördüm. 

 ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ dizisiyle edindiğiniz şöhretin bu denli büyük olacağını düşündünüz mü?

Bunu kimse tahmin edemez. Bazen çok yüksek rakamlarda çekilen dizi veya filmlere şahit oluyorsunuz ki, büyük paralar harcanıyor ama iyi reyting alacağının ya da gişe yapacağının garantisi yok. Biz bu anlamda ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ de çok şanslıydık. 

 Sizin için ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ milat mıydı?

Dışarıdan görünen evet  ama içeriden değil. Evet, şöhret oldum. Ama değişen bir şey olmadı. Dört yaşından beri oyuncu olmak istedim. Birçok tiyatro ve sinemada  da rol aldım. 

 Alman bir kadını oynamak nasıl bir  duygu?

‘Filinta’ benim için bir meydan okumaydı. Çok teklif geldi. Şimdi diyorum ki, “İyi ki  acele etmeyip kabul etmemişim.” Çünkü en doğru rol oldu.  

Türkiye'nin en kolay okunan haber, magazin sitesi mgdtv.com'da en güncel haberleri bulabilirsiniz.