Kadın kalçasının, daha doğrusu poposunun gizemli erotiği genelde bilinmezden gelinir. Oysa gösteri dünyasındaki yeri çok önemli.
Hiç incir yaprağı arkasına gizlenen bir popo gördünüz mü? Elbette ki hayır. Tam aksine sanat tarihi izleyiciye pervasızca göz kırpan çıplak yuvarlaklar ve görkemli popolarla dolu. Ressamlar ve heykeltıraşlar sanki sözleşmişler gibi bu konuda oldukça cömert davranır.
Bedenin önündeki mahrem üçgenin aksine, popo ne örtülür ne de saklanır. Ve ne ilginçtir ki en dikkat çekicileri bile sanki hiçbir şey ifade etmezlermiş gibi sergilenir. Bu durum size de tuhaf gelmiyor mu?
Görüldüğü gibi konu kültür bilimi için çok uygun. Bremen Üniversitesi bilim kadını Ingelore Ebberfeld, son araştırmasıyla popo hakkında düşünülenlerin aksini kanıtlayan örneklere dikkat çekiyor.
Popo konusundaki ‘saflık’ sadece bir oyun ve herkes bunun bilincinde. Ebberfeld’e göre özellikle de kadın poposu her zaman cinsel uyarı aracı oldu ve doğrudan doğruyu da cinsel ilişkiye davet eder.
Jennifer Lopez
Araştırmacının tüm örnekleri, poponun, moda, reklam ve sinema sayesinde elde ettiği zaferi yansıtmakta. Hayallerdeki son popo biçimi pop yıldızı Jennifer Lopez’e ait. Lopez’in poposu adeta iki yarımküreyi andırıyor. Sanatçının oyuncu arkadaşı George Clooney, üzerine bir bardak koyduğunu bile itiraf etti.
Eski zaman kadınları dahi arkalarındaki yuvarlaklarla baştan çıkarmanın yolunu gayet iyi biliyorlardı. Hatta bu amaçta 1880 yıllarında poponun küçük bir yastıkla desteklenmesine dayanan ‘cul de Paris’ modasından, Yeni Zelandalı annelerin kızlarına öğrettikleri ‘onioni’ (‘çarpma’) yürüyüşüne kadar birçok araçtan yararlanılıyordu.
Bugün ise daracık pantolonlar ve yüksek ökçeli topuklar aynı işi görüyor. Ve günümüz kadının plajda ve spor esnasında giydikleri o kadar küçük ki, sürekli çekiştirmek ve düzeltmek zorunda kaldığı için çok daha fazla dikkat çekiyor.
Erkeği kısa yoldan baştan çıkarmanın yolu ne striptizden ne de masa üzerindeki danstan geçiyor; en etkilisi zahmetsizce popo kıvırmak.
Poponun iki meziyeti
Ebberheld, dünya tarihinde poponun geçmişini incelerken, erkekler üzerinde çok etkili olmasına rağmen oldukça rahat bir şekilde sergilenişini de açıklamaya çalışıyor. Sonuçta meme uçlarının gizlenmesinde bile büyük bir titizlik gösterilir.
Araştırmacı poponun başlıca iki meziyetini saptamış. Popo cinsel organlardan farklı bir anlam taşıyor. Ve her şeyden önemlisi de bedenin arkasında.
Erkekler artık kadınların gözlerine bakmaya öğrendiler- her ne kadar bakışların arkasında başka şeyler gizli olsa da. Fakat kadın arkasını dönüp gittiğinde bu uygar davranış biçimi de yok oluveriyor. Hangi erkek sağ sola kıvrılan bir popodan gözlerini kaçıracak kadar güçlüdür ki?!
İyi ki kadının arkada gözleri yok. Erkek dilediği gibi incelerken, izlenen kadın da kendini çekici kılan gösterisini rahatça sürdürebiliyor. ‘Popoya atılan bakışlar kontrol edilmiyor’ diyor Ebberfeld.
Demek ki öndeki mahrem üçgene ve memelere bakışta ne kadar katı kurallar geçerliyse de, arkadaki yuvarlaklar çok rahat sergilenebiliyor. Popo, doğal şehvetin en yalın sunumudur: Bu konuda bir hayvanın ve kendim olabilirim.
Büyünün sırrı nerede
Peki poponun büyüsü neye dayanıyor? Bunun için atalarımızın arkaik çiftleşme biçimine bakmamız yeterli. Maymun, dişisine genelde arkadan yaklaşır, diyor araştırmacı. Dişinin erkeği poposuyla cezbetmesi hiç de ender bir durum değil. Bu, göz hizasının popoyla eşit olduğu bir dünyaydı.
Nasıl devam ettiği zaten biliniyor. İnsanlar iki ayak üzerinde yürümeye başlayınca birbirlerine önlerini döndüler ve oynaşmalar değişti. Arkadan ilişki ve arkadan koklaşmalar kalktı, insanlar çapkın bakışmalarla yetinmek zorunda kaldılar.
Ve özellikle de hayvani dürtüleri uyandıran davranış tabu haline geldi. Anüsün öpülmesi ortaçağdan itibaren şeytan işi olarak kabul edilmekte.
Homo sapiens, art kısmının hayvani kökenini örtbas etmek için çok çaba sarf etti. Hatta zamanla kadın poposunun neden bu kadar çekici olduğu bile bilinmezden gelindi. Araştırmacılar bu konuda hep yeni teoriler ürettiler ama Ebberfeld’e göre bunların hepsi hatalı.
Öncelik nerede
Etnolog Hans Peter Duerr örneğin, popo ve memedeki yağları doğurganlığın simgesi olarak değerlendiriyor: İşte bakın ben bunlara sahibim, çocuk doğurabilir ve besleyebilirim.
Peki ama erkek gerçekten de önce çocuk, daha sonra sekse mi özlem duyar?
En büyük hataya düşen ise Polonyalı bir araştırmacıydı: Evrim, popoyu, hamile kadının göbeğini dengelemek için yaratmış ve kadının öne doğru düşmesini önlemiştir.
Oysa anatomik açıdan erkek de pek farklı değil. Bunun nedeni ise şu: İnsanın atalarını yerden kaldıran, gerçekte oturak kaslarıydı ve bu şekilde iyice güçlenmişlerdi.
Fransız yazar Jean-Luc Hennig’in ‘Popo’ adlı eserinde de değindiği gibi, bu konuda hiçbir hayvan insanla yarışamaz: ‘Bedende çıkıntı yapan iki yarım küre sadece insana özgüdür’.
Sevilen biçimler
Erkeklerin sevdikleri biçimler elma ve armut arasında değişmekte. Eskiden tüm halklar en sevdikleri biçimleri açıkça belirtmişlerdi.
Jean Wegeli’nin 1912 yılında yayımlanan etnoloji araştırması ilginç örneklerle dolu. Wegeli, halkın popoya bakış açısını incelemiş. Japonlar, popoyu bebeğin tombul yanaklarına benzetirken, İranlılar dolunay gibi dolgun popolara sahip şişman kadınlardan hoşlanıyor.
Fakat erkek poposunda bu tür farklı beğeniler söz konusu değil. Dünyadaki tüm kadınların tercih ettikleri popo biçimi aynı: Küçük, yuvarlak ve sıkı. En ideali ise ‘ceviz kıracak’ gibi olanı.
Kadınların düşlediği popo biçimleri belki de İngelore Ebberfeld’in bundan sonraki araştırma konusu olacaktır. Çünkü araştırılacak daha bir sürü nokta var.
Kültür bilimci, bu işe başladığında çok fazla araştırılmamış bir alanda bulmuştu kendini. Popo üzerine çok fazla çalışma yapılmamış, öyle ki sadece oturmaya yarayan bir et parçası gibi görülmüştü.
Öpüşmenin kökeni
Ebberfeld popoyla ilgili çalışmasına 1998 yılında başlarken, popoyla koklaşma vb. deneyimler yaşayan 432 kişiden bilgi topladı. Daha sonra da öpüşmeyi ele alınca poponun masumiyeti ortaya çıkıverdi.
Özellikle de dudak dudağa öpüşme, namusluluğun bir motifi olarak yüceltiliyor, araştırmacılar ağızdan öpüşmeyi ayıplanan jenital öpüşmeden farklı olarak çocukluktan kalma saf bir dürtü olarak nitelendiriyorlardı. Kimine göre beslenme ediminden kalan bir davranış, diğerlerine göreyse meme emmeden geriye kalan bir alışkanlıktı.
Oysa Ebberfeld, dudaktan öpüşmeyi yarı yarıya, değişen cinsel birleşme şekline bağlıyor. Spiegel’de yayımlanan araştırmaya göre, (4/2004) çok sözü edilen ‘Öp beni’ adlı kitabında öpüşmenin kökeni hayvanlar dünyasında buluyor araştırmacı. Öpüşmenin temeli çiftleşme öncesinde bedenin ama özellikle de poponun koklanması ve yalanmasına dayanıyor.
Ama bedenin tam da bu kısmı insanın iki ayak üzerinde yürümesiyle görüş açısından kaybolmuştur. O zamandan bu yana insanlar bedenin alt kısmına kaçamak bakışlar yönelterek, ağızlarıyla yetinmek zorunda kaldılar. İşte bu nedenle de popoya bakış, sonsuza dek geçmişte kalan bir edime özlemdir aslında diyor araştırmacı.
Türkiye'nin en kolay okunan haber, magazin sitesi mgdtv.com'da en güncel haberleri bulabilirsiniz.
Etiketler: kadın popo kadın kalçası kadın poposu mgd haber güncel m041028Bu habere yorum yapan ilk siz olun!
Türkiye'nin en kolay okunan haber sitesi olarak siz okuyucularımıza daima güvenilir ve objektif yayıncılık anlayışımızla hizmet vermekteyiz.
En güncel ekonomi haberleri, borsa durumu, finans,
en yeni spor, sanat ve tarafsız siyaset haberlerine günlük olarak ulaşabileceğiniz geniş bir platform. Sıkılmadan okuyabileceğiniz, renkli görselleri ile, detaylı ancak bir o kadarda kısa ve
öz yazılan içerikleriyle haber magazin Mgd Tv hizmetinizde.