Antalya’daki Gezi olayları sırasında 3 Haziran 2013 tarihinde gece Kaleiçi’ndeki bir ara sokakta, ellerinde sopa ve cop bulunan polisler tarafından dövüldüğünü öne süren Mustafa Düştegör, avukatı Hakan Evcin aracılığıyla 40 kişiden oluşan amir, müdür, komiser ve polis memuru hakkında 20 Kasım 2013 tarihinde Antalya Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Düştegör, aradan 1 yıl geçmesine rağmen dava açılmaması üzerine Antalya Valiliği’ne başvurarak, İçişleri Bakanlığı’ndan 50 bin TL maddi, 200 bin TL manevi tazminat istedi.
Bakanlık, 60 günlük yasal sürede herhangi bir yanıt vermedi. Bunun üzerine avukat Hakan Evcin, Mustafa Düştegör adına Antalya İdare Mahkemesi Başkanlığı’na 50 bini maddi, 250 bini manevi olmak üzere toplam 300 bin TL’lik tazminat davası açtı. İçişleri Bakanlığı aleyhine ’hizmet kusuru’ nedeniyle açılan davada ’İşkence gören, yaşama ve beden bütünlüğü hakları ihlal edilen, gördüğü şiddet nedeniyle çehresinde sabit eser kalan’ Mustafa Düştegör’e paranın olay günü 3 Haziran 2013 tarihinden itibaren işleyecek faizleriyle birlikte ödenmesi istendi.
"20-30 METRE SÜRÜKLENDİ"
Düştegör’ün şikayetinde, Cumhuriyet Meydanı’ndaki pasif oturma eyleminde taşlı ve sopalı polislerin saldırıya geçtiği, Kaleiçi’ndeki Yivli Cafe bahçesine giren Mustafa Düştegör’e, polisler tarafından ellerindeki cop ve sopalarla kafası ve vücudunun değişik yerlerine vurulduğu savunuldu.
Aldığı darbelerle kendinden geçen Düştegör’ün 20-30 metre yerde sürüklendiği, nefessiz kaldığı, yumruk ve darbeler nedeniyle yüzünde sabit eser kaldığı belirtildi. Düştegör’ün sürüklenme sırasında da polislerin cop ve tekmelerine maruz kaldığı, sürükleyen polisin hızını alamayıp, elindeki sopayla başına çok sert bir darbe daha indirdiği, tüm bunların güvenlik kamerasına kaydedildiği ileri sürüldü.
"POLİSLER GÖZCÜLÜK YAPTI"
Düştegör’ün fiziksel zararın yanı sıra, manen de çok zarar gördüğüne işaret edilen şikayette, işkenceci polise diğer arkadaşlarının iştirak ettiği, birlikte dövdükleri, işkenceci polislerin yerde sürükledikleri Düştegör’ü durup tekrar copladığı, bu sırada diğer polislerin gözcülük yaptığı ve etrafta delil bırakmamaya çalıştıkları ifade edildi.
"POLİS YARALIYI BIRAKIP GİDEMEZ"
Öldüğü inancıyla Düştegör’ü bırakan polisin, arkadaşının çığlıkları üzerine kaçtığına değinilen dilekçede, "Mavi gömlekli ve saçları biraz uzun olan bu işkenceci polis memurunun görev arkadaşları gözcülük yapmışlar ve bu yasadışı, insanlığa aykırı, insanlık suçunu izlemişlerdir. İşkenceyi izleyen bu suçlular, hiç müdahale etmemiştir. Polis yaralıyı bırakıp gidemez" denildi.
Yargıtay’ın ’sokakta şiddet uygulanması’nın da işkence olduğuna hükmettiğine işaret edilen dilekçede, "İşkenceye yardım, iştirak ve gözcülük etmek suçtur. Polis film izler gibi işkence izleyemez. İşkence sadece karakolda olmaz. İşkence karakol dışında da olabilir. Dışarıdaki şiddet de darp değil işkencedir" denildi.
Olayda görüntüleri bulunan polislerin tamamının kimliğinin tespit edilemediği belirtilen dava dilekçesinde, ancak o dönemin Antalya Valisinin açıklamalarının, bu kişilerin tamamının polis olduğu yönünde olduğuna dikkat çekildi.
Türkiye'nin en kolay okunan haber, magazin sitesi mgdtv.com'da en güncel haberleri bulabilirsiniz.
Etiketler: gezi polis dövme olay dava haber gündem mgdtvBu habere yorum yapan ilk siz olun!
Türkiye'nin en kolay okunan haber sitesi olarak siz okuyucularımıza daima güvenilir ve objektif yayıncılık anlayışımızla hizmet vermekteyiz.
En güncel ekonomi haberleri, borsa durumu, finans,
en yeni spor, sanat ve tarafsız siyaset haberlerine günlük olarak ulaşabileceğiniz geniş bir platform. Sıkılmadan okuyabileceğiniz, renkli görselleri ile, detaylı ancak bir o kadarda kısa ve
öz yazılan içerikleriyle haber magazin Mgd Tv hizmetinizde.