Kobani'yi doğu, batı ve güney kesimlerinden kuşatan örgüt, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin hava saldırıları karşısında önemli sayıda kayıp vermişti.
Son olarak Peşmerge ve ÖSO gruplarının bölgeye sevk edilmesi ise IŞİD'i zor durumda bıraktı. Bomba yüklü araçlarla intihar saldırıları düzenleyerek Kürt grupların bulunduğu bölgelerde alan hakimiyetini ele geçirmeye çalışan terör örgütünün, son günlerde bu yöntemden uzaklaşması dikkati çekiyor.
"Saldırıdan savunma pozisyonuna geçti"
Savunma pozisyonuna geçen IŞİD'in, özellikle Irak ve Suriye'nin Rakka kentinden yayımladığı görüntülerle Kobani'ye yönelik "Psikolojik üstünlük" kurmaya çalıştığı şeklinde değerlendiriliyor. Kobani'de kayıplar veren örgütün bu nedenle Tel Abyad ve Rakka'daki güçlerini bölgeye sevk ettiğine dair bilgiler de geliyor.
Artık bu yöntemi de kullanamıyor. Kobani'de Kürt gruplara destek veren Muhalif Rakka Devrimcileri Saha Komutanı Ebu İbrahim, IŞİD'in, ÖSO ve Peşmerge grubunun bölgeye gelmesinden psikolojik olarak etkilendiğini söyledi. Örgütün şu anda savunmaya çekildiğini ifade eden İbrahim, "IŞİD, daha önce intihar saldırılarıyla üstünlük kurmaya çalışıyordu ancak artık bu yöntemi kullanamıyor. IŞİD'in önümüzdeki günlerde bölgedeki alan hakimiyetini kaybedeceğini değerlendiriyoruz" dedi.
İbrahim, ÖSO ve bazı Kürt gruplarla ön cephede savaştıklarını, Peşmerge grubunun ise batı kesimde ağır silahlarla kendilerine destek verdiğini kaydetti.
ÖSO İLE IŞİD ARASINDA ŞİDDETLİ ÇATIŞMA
KİLİS’e 4 kilometre uzaklıkta bulunan Suriye’nin Delhami Köyü’nde Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile Kobani’ye desteğe giden IŞİD mensupları arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Dumanların yükseldiği bölgeye Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından ağır silahlar konuşlandırılarak askeri yığınak yapıldı.
Kobani’ye desteğe giden IŞİD güçleri ile ÖSO arasında Kilis’e 4 kilometre uzaklıktaki Delhami Köyü yakınlarında öğleden sonra çatışma çıktı. Şiddetli patlama seslerinin geldiği ve dumanların yükseldiği bölgedeki yerel kaynaklar, çok sayıda kişinin yaralandığını belirtti. PKK’nın Suriye’deki kolu YPG’nin, IŞİD’e karşı çatıştığı Parsa dağının karşısına ise Türk Silahlı Kuvvetleri TürkiyeGaziantep’te konuşlu 5’inci Zırhlı Tugay Komutanlığı tarafından kente gönderilen ağır silahlar, konuşlandırılarak askeri yığınak yapıldı. Sınırdaki hakim tepeye konuşlandırılan obüs ve fırtınaların namluları ise Suriye’ye çevrildi.
Halep'i kuşatıyorlar, göç kapıda mı?
Suriye'nin en büyük kenti Halep'te rejim, muhaliflerin dışarı ile tek bağlantı hattı olan 4 kilometrelik dar koridoru da kapatıp kenti tamamen kuşatmak üzere.
Al Jazeera'nın haberine göre rejim bu koridoru kapatmayı başarırsa Halep-Kilis hattından Türkiye'ye büyük bir göç dalgası olabilir.
Rejim Leyramon-Handerat arasındaki 4 kilometrelik koridoru kapatırsa Halep tamamen kuşatılmış olacak.
Rejim ordusu, Suriyeli muhaliflerin Halep'in merkeziyle bağlantı noktasında yer alan Handerat'a saldırıyor. Handerat düşerse Halep rejim tarafından dört bir yandan tamamen kuşatma altına alınmış olacak ve kentin içinde kalan muhaliflerin dışarı ile bağlantısı kopacak.
2013 yılında Hama yönünde başlattığı saldırı ile Hanasır bölgesini kontrolü altına alan Esad ordusu daha sonra Suriye'nin en büyük askeri üslerinden biri olan Sifira'yı muhaliflerden geri aldı ve Tel Aran, Halep Havalimanı, Nekkarin, Şeyh Yusuf, Şey Neccar ve organize sanayi bölgelerinde ilerleyişini sürdürdü.
HALEP'İ KUŞATAN BİR YAY ÇİZİLDİ
Ardından Halep Merkez cezaevi bölgesini ele geçiren rejim güçleri, Halep şehrini kuşatan bir yay çizerek ilerlemeye devam etti.
Suriyeli muhalif grupların Halep'in merkeziyle olan bağlantısı, Leyramon bölgesiyle Handerat arasında kalan 4 kilometre genişliğindeki dar bir koridor vasıtasıyla devam ediyor.
Bölgenin Esad güçlerinin eline geçmesi durumunda muhaliflerin geçiş güvenliği tamamen ortadan kalkacak. Bu durumda daha önce Guta, Yermuk ve Humus'tan sonra Halep de rejim tarafından tamamen ablukaya alınmış olacak.
TÜRKİYE'YE BÜYÜK GÖÇ KAPIDA MI?
Halep kuşatılırsa muhaliflerin Suriye genelinde aktif savaş yürüttükleri hiçbir büyük kent merkezi de kalmayacak ve rejim ŞİD'in elindeki Rakka ve Dey Ez-Zor dışında Suriye'deki bütün kentlerde kontrolü büyük oranda ele geçirmiş olacak.
Halep aynı zamanda kuzey Suriye'nin en stratejik kenti durumunda. Rejimin Halep'i kontrol altına alması durumunda muhaliflerin Suriye'nin derinlerine inme imkanı da büyük oranda ortadan kalkacak.
Halep'ten başlayıp Kilis'e uzanan 80 kilometrelik hat aynı zamanda muhaliflerin Türkiye ile tek bağlantı noktasını oluşturuyor ve bu hat boyunca yayılan bölgelerde hala büyük bir nüfus yaşıyor. Halep'in tamamen rejimin kontrolüne geçmesi bir yandan muhalifleri Türkiye sınırına doğru çekilmek zorunda bırakacak bir yandan ise Türkiye'ye doğru büyük bir göç dalgasının yaşanmasına neden olacak.
Şam rejimi daha önce de Humus'ta benzer bir şekilde yaklaşık iki yıl boyunca kuşatma uygulamış ve bölgede büyük bir insani dram yaşanmıştı.
Kuşatma altında tuttuğu bölgelere ilaç ve gıda girişine izin vermeyen rejim güçleri, bu şekilde kenti teslim olmaya mecbur bırakma politikası güdüyor.
Rejimin Humus'ta uyguladığı abluka, Cenevre 2 Konferansı'nda da gündeme gelmiş, varılan anlaşma ile bölgeye gıda ve insani yardım girişine bir süre izin verilmişti.