Kıdem tazminatı sisteminde köklü değişiklik öngören fon sistemine geçiş için sendikalarla görüşmeler devam ediyor. Bakan Çelik, sistemin bu yasama dönemi içinde yasalaşmasının hayati olduğunu düşündüğünü söyledi.
‘SENDİKALAR İLE GÖRÜŞME SÜRÜYOR
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Çalışma Bakanlığı’nın 2015 bütçesi görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Çelik, işçilerin kıdem tazminatlarının güvence altına alınması gerektiğini yineleyerek, sistemin teknik detayları üzerindeki tartışmaların aşılabileceğini, sendikalarla görüşmelerinin devam ettiğini belirterek şöyle konuştu: “(Kıdem tazminatı kesinti oranı) Yüzde 6 olur, yüzde 8 olur; bu tartışılır. Ama bu konunun bu yasama dönemi içinde çıkmasının hayati olduğunu düşünüyorum. Aksi takdirde bunu her gün muhalefetiyle iktidarıyla yaşamak durumunda değilim. Bunun sağlıklı biçimde hiçbir hak kaybına mahal olmadan çözülmesi gerektiği inancındayım.”
3 AY IÇINDE SÖZLEŞME YAPAN 470 BIN IŞYERINE CEZA YOK
Çalışma Bakanı Faruk Çelik, işyerlerinin iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğunun 1 Ocak 2014’ten itibaren yürürlüğe girdiğini anımsatarak, “Tehlikeli ve çok tehlikeli işyeri sayısı yaklaşık 680 bin. 1 Ocak 2014’ten bugüne yaklaşık 205 bin işyeri iş güvenliği veya iş sağlığı uzmanından hizmet alımı konusunda sözleşme yaptı ama 470 bin işyerinin hâlâ sözleşmesi yok. Bu iş yerlerinin 1 Ocak 2014’ten itibaren 10 aylık birikmiş borçları var. Eğer iş güvenliği uzmanı ile iş sağlığı uzmanıyla 3 ay içerisinde sözleşme yapılırsa geçmişe dönük cezai müeyyideler uygulanmayacak” diye konuştu.
İŞÇİ SENDİKALARI HAK KAYBINA İTİRAZ EDİYOR
Mevcut kıdem tazminatı sistemi, işverenin işten çıkarmalarda işçilerin kıdem tazminatlarını ödemediği, tazminata hak kazanmak için gereken sürelerin işveren tarafından usulsüz kaydedildiği, sigorta primleri düşük gösterilerek kıdem tazminatlarında hak kayıpları olduğu gibi gerekçelerle uzun yıllardır eleştiriliyor. Kıdem tazminatlarının işçi adına açılacak bireysel hesaplar üzerinden takip edilmesini öngören fon sisteminde, işçi sendikaları geriye dönük hak kayıpları olacağı, işveren sendikaları ise ilave yükler getireceği gerekçesiyle sistem değişikliğine itiraz ediyor.