İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları:
DEMOKRASİMİZ KAZANDI
Bu seçimler sonrası Türkiye kazandı, demokrasimiz kazandı. Bu vesileyle sandığa gidip oy veren bütün yurttaşlarımıza içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Demokrasimizi güçlendirdikleri için. Geleceğe umutla bakıyoruz beklentisini güçlendirdikleri için.
ÖRGÜTLERİMİZE VE STK'LARA DA TEŞEKKÜR EDİYORUZ
Kuşkusuz örgütlerimize de teşekkür ediyoruz. Yorulmadan çalışan örgütlerimize. Onlar yorgunluğu hiç düşünmeden çalıştılar. Bütün örgütlerimize içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Tabii asıl teşekkürümüz STK’lara. Onlar hiçbir beklenti içinde olmaksızın, demokrasi kazansın, seçimler şaibeli bir ortamda olmasın diye günün 24 saatini çalışarak geçirdiler. Sandık başlarında durdular. Bazen aç susuz ama çalıştılar. Katkı veren STK’lara teşekkür ediyoruz. Onları demokrasimizin güvencesi olarak görüyoruz.
|
SEÇİM EŞİT OLMAYAN KOŞULLARDA GERÇEKLEŞTİ
Bu seçimin bir özelliği eşit olmayan koşullarda gerçekleşmesiydi. Benzer tabloyu 1980 sonrası yapılan seçimlerde de görüştük.
İnsanları ötekileştiremeyiz. Hiç bir partiye oy verenleri yok sayamayız.
HÜKÜMET KURMA GÖREVİ YÜZDE 60'LIK BLOKA DÜŞÜYOR
Eğer biz toplumun her kesimini kucaklar ve sıcak mesajlar verirsek, ülkede barışın temsili açısından da çok önemli adımları atmış oluruz. Seçim sonrasında yüzde 40’lık ve 60’lık denge oluştu. Toplumun ortaya koyduğu bir denge. Bütün partilerin bu dengeyi gözardı etmemesi gerekiyor. Ve asıl görev hükümet kurma görevi yüzde 60’lık bloka düşüyor. Eğer toplumun beklentilerine uygun, onları yok saymayan iradeyi ortaya koymak istiyorsak, 60’lık grubun yada kitlenin beklentilerine uygun bir hükümet kurmak durumundayız.
Daha önce de söyledim, ön yargılarımızla değil aklımızla siyasete bakmak zorundayız. Duygulardan arınmak zorundayız. Bir sonraki seçimi değil Türkiye’yi düşünmek zorundayız. Bir sonraki seçime göre bugünden çalışırsak, demokrasiye yazık etmiş oluruz. Kısır tartışmaların içinden siyaseti çıkarmamız gerekiyor.
Koalisyon tartışmalarının da eski alışkanlıklardan kalan bir anlayışla sürdüğünü görüyorum. Üzülerek izliyorum. Kim kiminle koalisyon kuracak… Bakın ilkeler ve öncelikler konuşulmuyor. Bu 1980 öncesi Türkiye’yi kısır tartışmaların içine çeken bir görüştür, eğilimdir. Siyasetin bu dar kısır alandan çıkması lazım. Eğer biz Türkiye’nin çıkarlarını savunacaksak önce ilkelerimizi ortaya koymak zorundayız. Kim o ilkelere evet diyecektir, o zaman oturulup kim kiminle koalisyon yapacak tartışması daha sağlıklı zemine oturmuş olacaktır.
BÜTÜN PARTİLERE ÇAĞRI
"Yeni bir perspektif getirmek, koalisyon tartışmalarını daha sağlıklı bir zemine oturması için biz CHP olarak akılcı, mantıklı, ön yargılardan uzak, evrensel değerlere ve milletimizin değerlerine uygun kurallardan hareket ederek ilkelerimizi belirliyoruz. Bu kurallardan, ilkelerden yola çıkarak bütün siyasal partilere açık ve net çağrı yapıyoruz. Hiç bir siyasi partiyi düşüncesi ne olursa olsun yok saymıyoruz."
Hukukun üstünlüğünü korumalıyız.
12 Eylül darbe hukukunu değiştirmeliyiz. Yüzde 10 seçim barajı ve YÖK belası 21. Yüzyıl Türkiyesinde olmaz.
Partilerdeki lider sultasını kaldırmalıyız.
CUMHURBAŞKANI İLE GÖRÜŞME ASLA KABUL EDİLEMEZ
Cumhurbaşkanı kesinlikle anaysal sınırlar içine çekilmeli. herşeye maydonoz olan bir cumhurbaşkanı olamaz.
Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 4 parti ile görüşme isteğini kesin bir dille reddetti. Asla kabul edilemez dedi.
Örtülü ödeneği bir kişi kullanır. Oda Başbakandır. İki kişi kullanamaz.
Medya özgürlüğü olmazsa olmazlarımızdandır.
Vergi dünyası iş dünyasını susturma aracı olmamalıdır
Türkiye'nin en kolay okunan haber, magazin sitesi mgdtv.com'da en güncel haberleri bulabilirsiniz.
Etiketler:
CHP
Kılıçdaroğlu
koalisyon
seçim
mgd
haber
güncel
m041028