Şimdi tabii şunu özellikle ortaya koymak lazım. Görevlendirme noktasında yaptığım tüm istişarelerde çok geniş kapsamlı bir istişare yaptım ve bugüne kadar yani bir başbakan olarak bir genel başkan olarak hayatımı hep istişareler üzerine bina etmişim. Çünkü gerek bizim biliyorsunuz medeniyet perspektifimiz içerisinde istişarenin yeri çok farklıdır. İnancımızda da istişarenin yeri çok farklıdır. Ve Türkiye’de hiçbir siyasi parti bu denli geniş kapsamlı bir istişareye dayalı olarak adayını tespit etmez, biz adaylarımızı da böyle tespit ederiz.
Başbakan adayımızı da tespit ederken Türkiye genelinde partimizin özellikle tabanında bu işte söyleyecek sözü olan bütün arkadaşlarımızı en üst kuruldan en alt kurula kadar dinledik. Oradan aldığım kanaatler neticesinde başbakan adayı olarak aynı zamanda partimizin genel başkanı adayı olarak Ahmet Davutoğlu Beyi bizler inşallah yarın partimizde genel başkan adayı olarak teklif ediyoruz ardından da cumhurbaşkanı olarak devir teslim töreninden sonra cumhurbaşkanı adayı olarak karşımıza gelecek ismi başbakan olarak görevlendireceğiz ve hükümeti kurma işlevini sürdürecek. Burada bir hassasiyet var.
Tabii ben göreve geldiğimde danışman olarak Ahmet Bey' yanımda göreve başladı ama ben Ahmet Bey'i o gün tanımadım. Ahmet Bey'i daha geçmişten tanıyorum ve daha sonra da tabii kendisinin üniversiteye dönme arzusu falan da oldu. Biz dedik ki artık bak buraya kadar danışman olarak geldin, Abdullah Bey’in yanında çalıştın şimdi bizim yanımızda çalıştın bundan sonra sizi çok daha farklı görevler bekleyecek. Siz bugüne kadar teorisyendiniz. Şimdi bundan sonra bu işin pratiğini de yapmak suretiyle teoriyle pratiği bir araya getirecek ve ülkemize, milletimize bu şekilde çok daha faydalı olacaksınız. Ve zaten değerler noktasında fikri planda en ufak bir ayrılığımız söz konusu değil. Ve çalışkan bir kardeşimiz, arkadaşım.
Buna inanıyorum, buna güveniyorum. Burada çalışmak çok önemli. Yani bu biraz böyle keyfilik kabul etmez, çok koşturmayı ister. Dışişleri Bakanlığı'nda bu noktada başarılı bir performans Sayın Davutoğlu ortaya koydu şimdi de inşallah gerek ülke içi gerek ülke dışı beraberce koşturacağız. Bakanlarımızla beraber inşallah ülkemizi çok daha farklı bir yere taşıyacağız.
Peki, parti konusu ne olacak?
Partimizin içinde farklı sesler olabilir. Ama şimdi yarın kongre yapılacak. Şu ana kadar olan sesler farklıdır varsa bilemiyorum ama yarın kongrede göreceksiniz ki inanıyorum çok güçlü birlik, beraberlik içerisinde inanıyorum ki inşallah bir kongre gerçekleşecektir. Ve bu kongreyle birlikte de artık Ahmet Bey hemen zaten listesini de orada açıklayacak ve listesinin açıklanmasıyla birlikte mevcut liste zaten şu anda benim çalıştığım liste. Ama bu listenin içerisinde kendi icra kurulunu tekrar oluşturabilir, bu imkanı var.
Büyük bir ihtimalle de oluşturacaktır. Çünkü her genel başkan çalışabileceği arkadaşlarını kendisi seçecektir ve bunu da süratle halledecektir. Bir taraftan da tabi biz kendisine görevi verir vermez fazla vakit kaybetmeden kabinesini kurup gelecektir bir taraftan da hükümet kurulacaktır. Yoğun bir şekilde önümüzde bir hafta var. Bu bir haftada çok yoğun bir çalışmayla Türkiye farklı bir atmosferin içerisinde birlik beraberlik içinde yoluna devam edecektir.
Görev süresi dolan Sayın Abdullah Gül ile ilişkiniz nasıl?
Abdullah Gül’le aynen Dışişleri Bakanı olduğu zaman kendisini Cumhurbaşkanlığına aday gösterdiğimizde aramızdaki hukuk ne kadar sıcaksa şu anda da bu hukuk aynı şekilde sıcaktır. Tabii partimizin içerisine fitne sokmak isteyenler tefrika sokmak isteyenler bu tür şeyleri 7 yıllık cumhurbaşkanlığı döneminde zaman zaman Abdullah Bey’le benim aramda zaman zaman hanımlarımız arasında bu tür ayrılıkların olduğunu net işlemişlerdir bundan sonra da işleyebilirler. Ama onların hiçbir zaman bu attıkları adımlar tutmamıştır bundan sonra da tutmayacaktır. Çünkü biz sıradan bir parti değiliz. Bu bir davadır ve bu davaya gönül verenler artık inanıyorum ki kıyamete dek bu anlayış içerisinde o kardeşlik duygusu içerisinde bu hizmeti sürdüreceklerdir.