İsrail’in 2009-2013 arasında Washington Büyükelçiliği görevini üstlenen Michael Oren’ın, büyükelçiliği döneminde yaşadığı olayları ele aldığı, geçen hafta çıkan kitabı “Müttefik” (Ally), Türkiye ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında da çarpıcı bilgiler içeriyor.
Gezi olaylarından yaklaşık bir yıl önce Obama ve Netanyahu arasında geçtiği öne sürülen konuşmaya dair bir açıklama yapan ABD Ulusal Güvenlik Sözcüsü Mark Stroh, Obama’ya atfedilen bu sözleri doğrudan yalanlamadı. Beyaz Saray, Oren’in kitabını satmaya çalışan bir politikacı olduğunu hatırlatıyor.
ABD Başkanı Barack Obama’yı Filistin davasına sahip çıkmak ve İsrail’in güvenliği pahasına İran’la bir nükleer anlaşma yapmaya çalışmakla suçlayan kitap ABD’nin de tepkisini çekiyor. İsrail’de Kulanu (Hepimiz) Partisi’nden milletvekili seçilen Oren, kitabında, 31 Mayıs 2010’da İsrailli komandoların uluslararası sularda gerçekleştirdiği bir baskınla dokuz kişinin ölümüne neden olan Mavi Marmara olayı ve Türkiye-İsrail ilişkilerinde sonrasında yaşananlara dair ayrıntıları aktarıyor:
ERDOĞAN ANLAŞMADAN VAZGEÇTİ:
“ABD’nin iyi niyet gösterisi de Türk-İsrail ilişkilerindeki gerilemeyi yavaşlatamamıştı. AB’ye kabul edilme konusunda yıllar süren başarısız isteklerin ardından Türkiye, İsrail’le olan dostluk bağlarını engelleyen stratejik bir yönelimle Ortadoğu ve İslami köklerine dönmüştü.(…) Bunların hiçbiri (2010-2014 arası Türkiye’nin Washington Büyükelçisi) Namık Tan ve beni beraber çalışıp bir yeni bir gelişme ummaktan alıkoymadı. Bu umutlar, 22 Mayıs’ta (2010) Mavi Marmara’nın İstanbul’daki beş protesto gemisiyle buluşmasında azaldı. Gazze’deki Hamas yetkilileri filoyu karşılamak için büyük bir çadır kurmuşlardı. İki gün sonra Büyükelçi Tan’dan şaşırtıcı bir telefon aldım. “Filo İsrail’in Aşdod limanına yanaşabilir mi” dedi. “Kızılay’ın temsilcileri orada buluşup insani yardımları alıp Gazze’ye transfer edebilirler mi?” İsrail hükümeti kabul etti. Ama Tan, 40 saat içinde yeniden telefon etti. Erdoğan’ın anlaşmadan vazgeçtiğini söyledi. Filo, planlandığı şekilde ilerleyecekti.
TÜRKİYE DE ABD MÜTTEFİKİ
(…) Beni şaşırtmasa da ABD yönetiminin filoya gösterdiği reaksiyonu hayal kırıklığıyla karşıladım... Ve özel kuvvetlerimiz kendilerini savunmak için öyle davranmış olsalar da, kesin olan, Mavi Marmara’da bir şey yanlış gitti.
ERDOĞAN 16’NCI YÜZYILDA YAŞAMIYOR
(…) Geleneksel öğlen yemeğinde (5 Mart 2012’de Obama ve Netanyahu arasında Beyaz Saray’da gerçekleşen toplantı), İsrail ekibi ılımlı Suriye muhalefeti için daha fazla ABD yardımına ve Mısır’daki Müslüman Kardeşler için daha az destek sunulmasına ihtiyaç olduğunu söyledi. Obama da 2010’daki filo olayı nedeniyle İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi isteğini tekrar dile getirdi. Obama Türkiye’nin güçlü lideri için “O 16’ncı yüzyılda yaşamıyor. Ortadoğu’da bir sürü başka Erdoğanlar olması iyi olur” dedi.”
OBAMA'DAN "DOSTUM RECEP"
“Obama’nın (Mart 2013’teki İsrail) ziyaretinin sonlarında soru aynıydı: ‘Netanyahu, Erdoğan’dan özür dileyecek mi?’Ana engel, İsraillilerin savaş suçundan yargılanmasıydı ve Türkiye bundan feragat etmeyi reddetmişti. Phil Gordon (dönemin Beyaz Saray Ortadoğu Sorumlusu) Ankara’daki üst düzey isimleri aramayı sürdürdü. (…) Dan Shapiro bağırdı: “Aldık. Anlaşma oldu.” Aralarında küçük bir masa ve telefon (Obama ve Netanyahu) karşılıklı oturdular. Obama, Erdoğan’ı “Dostum Recep” diye selamladı. Netanyahu ise hepimizde bir kopyası olan ve bire bir takip ettiğimiz yazılı bir metin okudu. Gerekli bütün unsurlar orada vardı: İsrail Savunma Güçleri tarafından yapılan taktik hatalar nedeniyle özür, tazminat teklifi, diplomatik ilişkilerin tam restorasyonu ve tüm savaş suçlamalarının düşürülmesi. Özür kabul edilmişti. Obama ve Netanyahu telefonu kapattı, herkes ayaklarını uzatıp sevinç çığlıkları atmaya başladı. (…) O akşam Netanyahu’nun ofisinde sadece ikimiz oturduğumuzda bana “Bir hata yapmış olabiliriz” dedi.