İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Buyru, günümüzde insanların daha az sayıda doğum yaptığını, bunun da sezaryen oranlarını artırdığını, bu durumun bir takım olumsuz sonuçları olduğunu vurgulayarak, sezaryenin artmasının bir takım sosyolojik, toplumsal ve tıbbı nedenleri bulunduğunu, hepsinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi.
Tedbir alındığı takdirde sezaryen oranlarının aşağılara çekilmesinin mümkün olduğunu dile getiren Buyru, şunları söyledi: "Sezaryen oranları, Türkiye’de yüzde 58 ile normal doğumumun önüne geçmiş durumda. Son yıllarda önceki yıllara oranla sezaryen oranları giderek artan bir grafik çiziyor. Üstelik sadece Türkiye’de değil, dünyanın değişik ülkelerinde de aynı durum söz konusu. Ayrıca daha iri bebekler dünyaya geliyor, daha iyi beslendikleri için gebelik esnasında bir takım vitaminler, ilaçlar kullandıkları için. Bütün bunlar sezaryen oranlarında artışa neden olan şeyler. İnsanlar bir ya da iki kez doğuruyorum, bunu da önceden belirlediğim şartlarda yerine getirmek istiyorum diyebiliyor."
"EPİDURAL ANESTEZİYLE NORMAL DOĞUM"
Çoğu kadının normal doğumdan korktuğunu kaydeden Buyru, "Doğum ağrılı bir süreç. Anne adayı kendini doğuma hazırlamazsa en ufak ağrıda panik yaşayıp ‘keşke sezaryen olsaydım’ diyebiliyor. Bu da sezaryen oranlarının artmasına neden oluyor. Epidural anestezi uygulayan hastanelerin çoğalması doğum korkusunun ve dolayısıyla sezaryenin artışının önüne geçebilir. Doğum korkusunun önüne epidural anestezi uygulanan hastanelerin sayısını artırarak geçilebilir. Anne adayının ağrısı olduğunda, epidural anestezi uygulanırsa bu korkuyu ortadan kaldırıp, doğumu keyifli bir süreç haline dönüştürmek mümkün" diye konuştu.
Prof. Dr. Buyru, sezaryen artışında doktorlara açılan tazminat davalarının da önemli bir payının olduğunu belirterek, doktorun suçu olmasa bile bebekte oluşabilecek en ufak olumsuzlukta ailelerin soluğu mahkemede aldığını, doktorların hekim hatası olmasa bile yıllarca haksız yere davalarla uğraşmak zorunda kalabildiğini anlattı. Bunun da sezaryen oranlarını arttıran önemli bir etken olduğuna vurgu yapan Buyru, "Bebeğin doğum süreci esnasında kalp atışlarının izlenmesi kalp atışlarındaki en ufak bozulmanın bile 'bebek kötü durumda olabilir' diye değerlendirilip, hemen sezaryene koşulmasına neden olabiliyor" dedi.
"SEZARYEN EN ÇOK ÜNİVERSİTE HASTANELERİNDE YAPILIYOR"
Sezaryen oranlarını aşağıya çekebilmek için Sağlık Bakanlığı'nın meslek örgütleriyle işbirliği yapması ve doğumhanelerde gereken koşulları sağlaması gerektiğine işaret eden Buyru, sözlerini şöyle tamamladı: "Burada yapılması gereken normal doğum için gerek hekime gerekse aileye teşvik sağlayıp, normal doğum oranlarını artırmaya çalışmak. Hekime ceza vermek, sezaryen oranlarının aşağı çekilmesiyle sonuçlanmaz. Özel hastanelerde normal doğumlar komplikasyonsuz, risksiz gebeler çok kolaylıkla izlenip doğumları gerçekleştirilebiliyor. Özel hastanelerde başa çıkılamayan, riskli gebeler üniversite hastanelerine gönderiliyor. Bunların sezaryenle doğumunun gerçekleştirilmesi de son derece doğal. Üniversite hastanelerinde daha riskli gebelerin doğumu gerçekleştirildiği için de sezaryen oranları çok daha yüksek rakamlara çıkıyor."
Türkiye'nin en kolay okunan haber, magazin sitesi mgdtv.com'da en güncel haberleri bulabilirsiniz.
Etiketler: Kadın Hastalıkları ve Doğum sezaryen oranları normal doğum Epidural anestezi Doğum korkusu Sağlık BakanlığıBu habere yorum yapan ilk siz olun!
Türkiye'nin en kolay okunan haber sitesi olarak siz okuyucularımıza daima güvenilir ve objektif yayıncılık anlayışımızla hizmet vermekteyiz.
En güncel ekonomi haberleri, borsa durumu, finans,
en yeni spor, sanat ve tarafsız siyaset haberlerine günlük olarak ulaşabileceğiniz geniş bir platform. Sıkılmadan okuyabileceğiniz, renkli görselleri ile, detaylı ancak bir o kadarda kısa ve
öz yazılan içerikleriyle haber magazin Mgd Tv hizmetinizde.