Adnan Menderes'in memleketi Aydın'da bulunduklarını ifade eden Erdoğan, "Seçimde ya Menderes'in verdiği demokrasi mücadelesine sahip çıkacağız ya da onu şehit edenlerin yanında yer alacağız. Menderes, düşünceleri ile en çok da milletin kalbindeki sevgisi ile unutulmayacak" diye konuştu.
Ege'nin evladı olan, gönüllerde silinmez bir yer edinen Menderes'i Anadolu'da ve Trakya'nın bir çok şehrinde yad ettiklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle devam etti:
"Bugün, Menderes'in kendi memleketi Aydın'dayız. Burası Menderes'in doğduğu, büyüdüğü şehir. Yassıada'da yatarken en çok Aydın'ı, Çine'yi, Çine Çayı'nı özlemişti. 'Hayırlısıyla şuradan bir kurtulayım, memlekete döneceğim, oturacağım Çine Çayı'nın kenarına, söğüt ağaçlarının serinliğinin yüzümde dolanmasının bana getireceği saadetle yetineceğim' demişti. Merhum Menderes, bu özlemini gideremedi. Aydın'a, Çine Çayı'nın kenarına gelemedi. Bedenini yok ederken, onu Türkiye siyasetinden, milletin kalbinden de silip atmak istediler ama başaramadılar. Menderes, eserleriyle, düşünceleriyle, en çok da milletin kalbinde yer ettiği sarsılmaz sevgiyle unutulmadı, unutulmayacak. Onun muhabbettini, sevgisini yok etmek isteyen zihniyet CHP zihniyetiydi. İşte kardeşlerim, şimdi 30 Mart'ta CHP'ye verilecek her oy Menderes ve onun eserlerini, Menderes'ini verdiği mücadeleyi aynı zamanda yok farz etme anlayışı, zihniyetidir.
Merhum Menderes'i bugünlerde özellikle hatırlıyor, Menderes dönemini özellikle hatırlatmaya çalışıyoruz. Neden biliyor musunuz, merhum Menderes'e, Demokrat Parti'ye ne yapıldıysa, hangi oyunlar oynandıysa, hangi tuzaklar kurulduysa, şu anda birebir, tıpatıp aynı oyunlar tezgahlanıyor, aynı tuzaklar kuruluyor, 27 Mayıs öncesinde yapılanların aynısı bugün de yapılmak isteniyor. Milletin partisi Demokrat Parti'ye hangi saldırılar yapıldıysa, milletin partisi AK Parti'ye de bugün aynı saldırılar yapılıyor. Gazetelerin manşetlerine bakın, 27 Mayıs öncesi ile aynı manşetleri göreceksiniz. CHP'nin tavrına bakın, 27 Mayıs öncesindeki gibi aynı gerilim siyasetini yürüttüğünü göreceksiniz. İşverenlere, bazı sendikalara, bazı sivil toplum örgütlerine, bazı gençlik hareketlerine bakın. İnanın, birebir 27 Mayıs öncesinde ne varsa, bugün de aynısı var. O gün Menderes'e diktatör dediler, şimdi bana diyorlar. O gün Menderes'e hürriyet düşmanı dediler, bugün aynısını bana söylüyorlar. O gün Menderes'e gençleri öldürdü, öldürüyor dediler, aynısını bana söylüyorlar. Hatta Menderes'e 'kıyma makinelerinden geçirip, cesetlerini saklıyor' dediler. O gün de Menderes'e en alçakça yolsuzluk iftiralarını, en edepsiz iftiraları attılar. Aynını şu anda bana yapıyorlar. Kim, CHP'nin başındaki Kılıçdaroğlu ve avanesi."
"Kulakların var duymuyor, gözlerin var görmüyorsun"
Erdoğan, 27 Mayıs müdahalesinden hemen sonra, 10 Haziran'da darbecilerin 5 kişi için bir cenaze töreni düzenlediğini söyledi.
Erdoğan, "Bugünkü CHP'nin düzenlediği törenler gibi. O da düzenliyor ya. Yeter ki bir kişi öldürülsün veya ölsün, onun cenaze törenini kaldırma görevini Kılıçdaroğlu üstlendi. O yapıyor bu işleri" şeklinde konuştu.
Terör örgütü DHKP-C'nin "Ben öldürdüm" diye açıklama yaptığını, 42 kovan bulunduğunu belirten Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun ise "Elektrikler söndürüldü, o karanlıkta bu hadise oldu, Hükümet bunu bulup çıkarmalı" dediğini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Olayın içinde olmayan, günahsız, 3 ay önce askerden gelen 22 yaşındaki Burakcan şehit oluyor, utanmadan, sıkılmadan bunun faturasını da Başbakan'a kesiyorsun. Dün bir yerde konuşuyor, 'Ne Burakcan'ı aradı, ne de onlar için başsağlığı diledi' diyor. Senin kulakların var duymuyorsun, gözlerin var görmüyorsun, sen de takiyye, yalan, iftira var. Akşam başka, sabah başkasın. Çünkü bunlarda yüz yok. İftiranın bini bir para bunlarda.
Hayatını kaybetmiş bu 5 kişiye hürriyet şehitleri diyorlardı o zaman CHP'liler. İstanbul'dan başladı, Ankara'ya kadar, günlerce bu 5 kişinin bu cansız bedenini gezdirdiler. Sonra Anıtkabir'e defnettiler. Günlerce darbeciler bunlardan bahsetti, gazete bunları yazdı. 5 kişinin cansız bedeni üzerinden günlerce istismar yaptılar. CHP, bu 5 cansız beden üzerinden günlerce rant elde etmeye başladı. Bu 5 kişi, nasıl öldü: Biri 27 Mayıs darbesi sırasında, kendi askerinin kaza kurşunuyla öldü. Biri sabah darbeyi kutlamak için sokağa çıkan bir CHP'li babanın yanındaki 11 yaşındaki çocuktu. O da askerlerin yanlış ateşiyle ölmüştü. Bir diğeri 27 Mayıs öncesinde Adnan Menderes'e karşı yapılan gösterilerde seken kurşunla öldü. Bir diğeri Menderes karşıtı gösterilerde tankın üzerinde konuşurken düşüp ölmüştü. 5'incisi de darbeye hazırlık yaparken elindeki silahın patlaması sonucu öldü. 5'i de maalesef kazara ölmüştü. 5'inin ölümünde de hükümetin hiçbir sorumluluğu yoktu. Biri de 11 yaşında olan bu 5 kişiyi, adeta propaganda, reklam aracı yaptılar, 5 kişinin bedenleri, cesetleri üzerinden günlerce kara propaganda yaptılar. Bu ölümleri hem darbeyi kışkırtmak için kullandılar hem de darbe sonrasında Menderes'i karalamak için kullandılar. Çok büyük törenlerle 5 kişiyi Anıtkabir'e defnettiler. 1980 sonrasında, oradan kemiklerini çıkarıp ailelerine verdiler. Ne o olayı, ne o 5 kişiyi kimse hatırlamıyor. Maalesef kullanıldılar, ardından unutuldular, sonra bir torba içinde kemikleri ailelere verildi. CHP bu, zihniyet bu. Onun için diyorum, Aydın bir değişim, dönüşüm yapmak durumunda."
"CHP'nin tarihine bakın"
Erdoğan, CHP idaresinin, Aydın'da olmaması gerektiğini dile getirdi.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı Yasası'nı çıkardıklarında, CHP'nin buna karşı çıktığını ve, Anayasa Mahkemesi'ne götürerek, "Aydın'ın bir ucundan bir ucuna bu hizmetler nasıl gidecek?" dediğini söyleyen Erdoğan, "Anlamazlar, bilmezler bu işi. Onların bütün işi yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk. CHP'nin tarihine bakın ne görürsünüz, yolsuzluğu, yasakları, yoksulluğu görürsünüz" diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni CHP'den aldıklarında, şehirde su olmadığını, çöp dağları, hava kirliliği ve 2,5 milyar dolar borç bulunduğunu ifade eden Erdoğan, bu borcun 1,2 milyar dolara düştüğünü, çöp dağlarını ortadan kaldırdıklarını, susuzluğu 2 yılda giderdiklerini anlattı.
Başbakan Erdoğan, CHP Belediyesi'nin İSKİ yolsuzluğuyla tarihe geçtiğini ifade ederek, "Ey Kılıçdaroğlu, aynaya bak. Sen kime iftira attığının farkında değilsin, aynaya bak da İSKİ'yi gör. 1994 öncesi ve 1994 sonrası İSKİ var" dedi.
Göreve geldikten sonra 4,5 yılda 1 milyon 250 bin aileye doğalgaz götürdüklerini dile getiren Erdoğan, "Farkımız bu. Bunlardan birşey olmaz. Kocaeli'nde ciddi bir orada da baraj yolsuzluğu oldu. Ne yaptılar, alavere dalavere, zamanaşımına uğrattılar, işi öyle yırttılar. Kim vardı, o zaman da bir paralel yapı vardı. Bugünkü paralel yapının markası farklıydı o zamankinin farklıydı" diye konuştu.
Paralel yapının içerisinde olanların kendisini mahkum ettiğini belirten Erdoğan, "Benim suçum neydi? Ziya Gökalp'ın bir şiirini okudum diye Kılıçdaroğlu ile aynen kafa yapısında olan paralel yapı, yargı da vardı, onlar mahkum ettiler. Kılıfı uydurdular" diye konuştu.
Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal'in duayeni olan Ziya Gökalp'in milli eğitimin okullara tavsiye ettiği eserinde yer alan, "Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker" ifadelerinin yer aldığı şiiri okuduğunu anımsatarak, "Sen bunu mu söyledin, hadi bakalım içeri dediler. Ziya Gökalp söylemiş, ben de okudum; bir yeri kırmadım, yakmadım, dökmedim. Sen minarelere niye süngü dedin? Sen kubbelere niye miğfer dedin? Camilere niye kışla dedin? Camiler bizim kışlamız olmadı mı, müminler bizim askerimiz değil mi? Ama Kılıçdaroğlu bundan anlamaz ki, Kılıçdaroğlu'nun kafa yapısında olanlar bundan anlamaz ki. Onun için de gittik. İyi oldu. Medrese-i Yusufiye'de bizi ağırladılar, AK Parti'nin işte orada temelleri atıldı, oradan yola çıktı" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'de Said-i Nursi'nin yargılandığını ve Sibirya'ya sürüldüğünü ifade ederek, Nursi'nin Sibirya'da yaşamadığını, kaçıp ülkesine, kendi topraklarına geldiğini kaydetti. Nursi'nin "Ben bu topraklarda öleceğim" dediğini belirten Erdoğan, O'nun Kütahya ve Isparta'daki yolculuklarda birçok hatıraları olduğunu ve bu topraklarda vefat ettiğini ifade etti. Erdoğan, "Ama ona bile tahammül edemediler, ne çileler çektirdiler. Hatta ölümünden sonra da onu tuttular, ancak aylar, yıllar sonra kemiklerini Isparta'ya götürdüler" diye konuştu.
"Sen Yaradan'ın hükmüne bak"
"Said-i Nursi'nin izinden gittiğini söyleyen şu paralel yapı, izinden gidiyor mu?" diye soran Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hayır, yalan söylüyor, takiyye yapıyor, iftira atıyor. Hayatında Bediüzzaman ifadesini kullanmış değil ve onu bir kere görmüş de değil. Onun eserlerini bir kenara koyarak, güya kendine göre külliyat oluşturmaya çalışan bir zat. O da 1999'da tam aksine Türkiye'den kaçıp dünyanın bir başka ucuna gitti. Niye orada duruyorsun? Madem sen vatanseversin ve milletini seviyorsun, 2 yıl önce ben sana davet yaptım. Gel dedim Türkiye'ye. Bak bu millet seni seviyor. Gel, niye gelmedin, niye gelmiyorsun? Üstelik o gün enteresan bir şey de söyledi, olimpiyatlardaydı bu. Dedi ki 'Peygamber de oradaydı.' Ne diyeceksin böyle bir insana. Böyle bir şey olabilir mi? Orada folklorik gösteriler var, 'peygamberimiz de orada' böyle bir şey olabilir mi? Ama buna sorarsan olur. Hala bu ifadelerde bile hikmet arayan benim saf kardeşlerim var. Ne hikmeti ya, sen Yaradan'ın hükmüne bak, hükmüne, bırak bunların hikmetlerini.
Hep bayat senaryolar ve bu senaryolar üzerinden çeşitli tuzaklar. İnşallah bu tuzakları 30 Mart'ta hep beraber bozuyoruz. Artık bu millet çok güçlü, artık benim milletimin özgüveni var; sandığına, demokrasisine, iradesine, Başbakanı'na artık sahip çıkıyor. Ben bu alanda bunu görüyorum.
Sizden bir ricam var. Aman ha aman ha, hanım kardeşlerim, beyler, sandıklara sahip çıkacağız, kuş uçurtmayacağız. Çünkü bunlar her türlü oyuna başvurabilirler. Herhangi bir numara mı var? Hemen emniyete, güvenlik güçlerine haber verin, orada anında raporları tutturun, bunlara güvenmeyeceğiz. Sağlam ve dik duracağız, Allah'ın izniyle 30 Mart'ta da gümbür gümbür Aydın'da da Türkiye'de de AK Parti'nin iktidarını perçinleyeceğiz. Çünkü biz artık sözün de mührün de kararın da millette olmasını istiyoruz, bunun mücadelesini veriyoruz."
"Bunlar gezi olaylarında dümenler çevirdiler" diyen Erdoğan, "Ağaç, çevre, yeşil dediler, onların ardına saklandılar" diye konuştu.
"Bu, Türkiye'ye yönelik bir saldırıydı"
Başbakan Erdoğan, bu meydanda çok büyük mitingler yaptığını anımsatarak, "Bu, Türkiye'ye yönelik bir saldırıydı. 17 Aralık, 25 Aralık, aynı şekilde Türkiye'ye saldırı idi. Yolsuzluk, rüşvet iddiasıyla buna saklandılar, bu şekilde saldırdılar. Sandıkta yenemedikleri, millet nezdinde itibarını zedeleyemedikleri iktidarı ayak oyunlarıyla, bu kışkırtmalarla bu şekilde yenmek istediler. Ama biz dik durduk, sizden aldığımız güçle, sizin hayır dualarınızla eğilmedik, bükülmedik, taviz vermedik" dedi.
Yapılan saldırıların sadece kendilerine, AK Parti'ye, Hükümet'e yönelik saldırılar olmadığını; büyük Türkiye hedeflerine, Türkiye'nin demokrasisine, istiklaline yapılmış saldırılar olduğunu kaydeden Erdoğan, "Bu saldırılar bize yapıldığı kadar size yapılmıştır, size. Aydın'a, İzmir'e, Denizli'ye yapılmıştır, tüm Ege'ye, tüm Türkiye'ye yapılmıştır" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Adnan Menderes Havalimanı'nın iç hatlar terminalinin açılışını yaptığını söyledi.
2006 öncesinde orasının gecekondu olduğunu belirten Erdoğan, dış hatların 110 bin metrekarede hizmet verdiğini, iç hatların da 220 bin metrekare olmak üzere toplamda 330 bin metrekareye ulaştıklarını kaydetti. Başbakan Erdoğan, burada yaklaşık 17 körük olduğunu, Ege'de Aydın ve İzmir'in artık buradan istifade edeceğini ifade ederek, "İnşallah ileride de Aydınımıza da böyle bir havaalanını ayrıca kazandırırız. Çünkü büyükşehirlerde bu havaalanlarını yapmamız bizlere ayrı bir güç katacak. THY, dünyada saygın havayolları arasına girdi, daha da iyi olacak. Ama bu CHP'nin böyle bir hizmeti var mı? Olamaz. Çünkü bunlarda laf var laf, icraat yok. Tarih boyunca CHP hep darbelerin arkasında durdu, bugün de aynı şekilde darbelerin arkasında duruyor. Tarih boyunca sandıktan hiçbir zaman çok partili dönemde netice alamadı, var mı netice aldığı? Niye? Benim milletim bu CHP'yi iyi tanıyor. Bunlara oy vermiyor, vermez. İşte böyle belediyelerde zaman zaman belediye başkanlığı kazanıp, onunla işi idare ediyorlar. Başka yollardan bir şeyler yapmaya gayret ediyorlar" diye konuştu.
"Bana niye Atatürk'ün posterini sallıyorsun ki?"
Başbakan Erdoğan, gelirken birilerinin kendisine Atatürk'ün posterini salladığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bana niye Atatürk'ün posterini sallıyorsun ki... Bu büyük bir ihtimalle CHP'li. İşleri güçleri bu. Sen laf üretme, iş üret iş. Biz bu CHP'yi biliriz. Siz Gazi Mustafa Kemal öldükten sonra paraların üzerinden Atatürk'ün resmini kaldırıp oraya İnönü'nün resmini koyan partisiniz. Devlet dairelerinden Atatürk'ün posterini kaldırıp oraya İnönü'nün resmini koyan partisiniz. Posta pullarının üzerinden Atatürk'ün resmini kaldırıp İnönü'nün resmini koyan partisiniz. Siz bize bu tür oyunları bırakın, siz geçmişinize bakın. Sizin geçmişiniz kirli geçmişiniz. Bunların hepsi müdellel, belgeli. Siz değil misiniz CHP, ezanı aslından ayıran siz değil misiniz? Kur'an kurslarını kapatan siz değil misiniz? Adnan Menderes ezanı aslına döndürdü diye idama götürdünüz. CHP, siz busunuz. Onların arkasında durdunuz, camileri ahıra, depoya çevirdiniz. Demokrasiye değil, her zaman darbelere bel bağladınız. Şu anda da Pensilvanya'nın yörüngesine girdiniz, onunla beraber işi götürüyorsunuz. Din istismarı yapıyorsunuz, duyguları istismar ediyorsunuz; bununla ayakta durmaya çalışıyorsunuz.
Maalesef MHP de bunların dümen suyuna girdi, kendi aralarında ittifaklar oluşturuyorlar ve vagon olarak MHP de arkalarından gidiyor. Taktik şu? Pensilvanya diyor ki CHP'nin güçlü olduğu yerde AK Parti'ye karşı ey MHP, ey BDP CHP'yi destekleyin. MHP'nin güçlü olduğu yerde ey CHP sen onu destekle, BDP'nin güçlü olduğu yerde hep beraber BDP'yi destekleyin. 'Ya nerede Başbakanım? Siirt'te, Mardin'de, taktik bu. Ben diyorum ki benim milletim bunların hepsini paketler sandığa gömer. İşte onun için bu 14 gün çok önemli. Aydın'ın bu kirli oyunu, ittifakı bozacağına yürekten inanıyorum. 30 Mart'ta sandık dışı yollara başvuranlara en güzel cevabı Aydın'ın vereceğine inanıyorum. Adnan Menderes'in şehri Aydın'ın 30 Mart'ta demokrasiye, milli iradeye büyük Türkiye hedeflerine çok güçlü şekilde sahip çıkacağına inanıyorum."
AK Parti iktidarının, Aydın'a 12 yılda 11 katrilyon lira harcadığını anlatan Erdoğan, orman ve su işlerinde 4 milyar, tarım hayvancılıkta 1,5 milyar, ulaştırmada 785 milyon, eğitimde 738 milyon, aile ve sosyal politikalarda 600 milyon, sağlıkta 300 milyon lira yatırım yaptıklarını söyledi.
Türkiye'nin milli gelirini 230 milyar dolardan 820 milyar dolara çıkardıklarının altını çizen Erdoğan, "Nasıl yolsuzluk bu? 79 senede Cumhuriyet tarihinde yapılan bölünmüş yol 6 bin 100 kilometre. Biz, 12 yılda 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Nasıl yolsuzluk bu? İzah etsinler bize" diye konuştu.
Koalisyon hükümetinin iktidarlarına 23.5 milyar dolardık IMF borcu devrettiğini ifade eden Erdoğan, borcu sıfırladıklarını ve şimdi IMF'nin Türkiye'den borç istediğini söyledi. Erdoğan, "MHP'ye gönül veren kardeşlerim, kafatası milliyetçiliğine oy vermeyin. Bu vatanı gerçek manada sevenlere, milletinin hizmetkarı olan AK Parti'ye oyunuzu verin" dedi.
Kendilerinden önceki hükümetler döneminde kesilen zorunlu tasarruf ve konut edindirme parası olarak 17 milyar lira ödeme yaptıklarını belirten Erdoğan, "Başbakan oldum, önüme bu geldi. Dedim ki 'devlet işçisine, memuruna borçlu olabilir mi? Bunu hemen ödeyeceğiz' dedim" diye konuştu.
Ak Parti'nin iktidara gelmesinden önce çiftçinin Ziraat Bankası'ndan yüzde 59 faizle, şimdi yüzde 5 faizle kredi aldığını, esnafın Halk Bankası'ndan yüzde 46 faizle kredi alırken şimdi yüzde 5 faizle kredi aldığını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bunu yapan AK Parti. Niye? Biz size sevdalıyız onun için. Bunlar ayrımcı. Bu CHP kaymak takımın partisi. Bunlar kaymakçı. Beyaz Türkler imiş onlar, biz de zenciymişiz. Bu milletin hizmetkarı olmak zenci olmaksa ben zenciyim. Allah 'ne beyazın siyaha ne siyahın beyaza üstünlüğü yoktur' diyor. 'Üstünlük hakka yakınlıkla ölçülür' diyor.
Biz yola çıkarken ne dedik Türküyle, Kürdüyle, Romanıyla, Arabıyla, Gürcüsüyle, Çerkesiyle, Arnavuduyla, Boşnağıyla velhasıl 77 milyonuyla tek milletiz. Bizi bölemeyecekler, bizi ayıramayacaklar.
BDP siyasi Kürtçülük yapıyor, MHP siyasi Türkçülük yapıyor, CHP'ye bakıyorsun 'ben kumsalların partisiyim' diyor. Biz Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkesiyle, Romanıyla 77 milyonu seviyoruz. Beni yaradan Allah, onları da yarattığı için seviyorum. Biz ne kumsalın ne şuranın ne buranın değil, 780 bin kilometrekarenin partisiyiz. Bizim farkımız o. İşte onun için 30 Mart'ta Aydın, AK Parti ile büyükşehiri inşallah kazanmalı. O zaman bu CHP güzel bir ders almalı."
"Kılıçdaroğlu Rabia işaretini de taklit etmeye başladı"
AK Parti'nin "tek bayrak" dediğini dile getiren Erdoğan, "Kalkmış, Kılıçdaroğlu bize bayrak dersi veriyor. Zavallı bu. Sen önce Hakkari'nin hesabını ver. Hakkari'de bir tane Türk bayrağı sallandıramadın. Orada hakim güçlerle anlaşarak mitingini yaptın. Ne oldu sonra? Hakkari'de dördüncü parti oldun. MHP bile orada onun önüne geçti. Sen orada Türk bayrağını yukarı kaldırmakla kaybedeceğini mi düşünüyordun?" dedi.
Erdoğan, yola çıkarken "tek vatan" dediklerini de anımsatarak, her alanda batıda ne varsa doğuda, kuzeyde, güneyde onun olacağını söylediklerini ifade etti. Başbakan Erdoğan, "Biz, 'bölgesel milliyetçilik, etnik milliyetçilik, dinsel milliyetçilik yapmayacağız' dedik" diye konuştu.
Erdoğan, dördüncü olarak da Rabia işaretini göstererek, "tek devlet" dediklerini belirterek, "Devlet içinde devlet olmayacak, paralel yapı olmayacak. Bu işaretin içeriği tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Kılıçdaroğlu da bu işareti öğrenmiş ama içeriğini öğrenmemiş. Onu da öğrenecek. Çünkü mukallittir, taklitçidir. Baktı ki bir şey iyi gidiyor, biraz sonra onu taklit etmeye başlar. O konuda zekidir" dedi.
CHP'nin "Genel Müdürü" olarak nitelediği Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir zamanlar SSK Genel Müdürü olduğunu anımsatan Erdoğan, "SSK'yı batıran adamdır biliyor musunuz. Ne çileler çektirdin bize be. Yandaşlarına şaşıyorum. Hastaneye giderdik, kuyruk beklerdik. Doktor reçete yazar, inersin hastanenin eczanesine ilacın yarısı var, yarısı yok. O zaman dışarıdaki eczanelerden alamazdın. Bu CHP, analarımıza babalarımıza neler yaşatmadı? Yağı, tuzu ekmeği, gazyağını mühürle aldılar. CHP sen busun. Sen bize bu zulümleri yaşattın" diye konuştu.
"Aydın'dan ayrı bir alacağım var" diyen Erdoğan, Başbakan olmadan önce kente geldiğinde Aydın-Denizli yolunun "felaket" olduğunun söylendiğini, 125 kilometrelik yolun kısa sürede bitirildiğini kaydetti.
Millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldiklerini dile getiren Erdoğan, "Böyle hizmet ehlini yalnız bırakmayın. Size güveniyoruz, size inanıyoruz, 'sizinle beraber bu yolda yürüyelim' diyoruz" dedi.
Erdoğan, Aydın-Denizli otoyolunun projelerini hazırladıklarını ifade ederek, proje tamamlandığında İzmir-Antalya arasının 4 saat 15 dakika olacağını söyledi.
Doğalgazla evlerin tamamının ısındığını, evlerin sıcak suya kavuştuğunu anlatan Erdoğan, "Hani bu CHP moderndi? Neresi bunların modern? Bunlar çağdışı. Bunlar laf modernciliği yapıyor" diye konuştu.
Erdoğan, Aydın'da 102 trilyon lira harcayarak 38 tarihi eserin restorasyonunu yaparak, ecdad yadigarı eserleri ihya ettiklerini vurguladı.
"CHP zihniyeti başı açık, örtülü ayrımı yaptı"
Başörtülü kızların 15 yıl okula gidemediğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu CHP zihniyeti, başı açık, başı örtülü ayrımı yaptı. Bu zihniyet bu ülkede kızlarımızı hüngür hüngür ağlattı. Belediye Başkanıydım, bir rahatsızlığım sebebiyle Bezm-i Alem Vakıf Gureba'da yatıyorum, doktor bey yanıma iki üniversiteli kızımızı getirdi. Baktım ki boş boş bakıyorlar. 'Geçmiş olsun, neyiniz var' dedim, 'Biz üniversiteden atıldık' dediler. Gözleri dolu, ağlamaya başladılar. Vedalaştıktan sonra, doktor, 'üniversiteden atılan kızlarımız, şu anda psikiyatrik sıkıntıları var, burada tedavi altındalar' dedi. Bu hangi vicdana sığar?
Benim iki kızım başörtülü olduğu için üniversiteye gidemedi. Kızlarımı yurtdışına gönderdim. Amerika'da başörtülü okudu, benim ülkemde okuyamadı. Ben bunu başka ülkelerin devlet başkanlarına anlatamıyordum. Sabrettiniz. Şimdi artık imam hatiplerin orta kısmı açıldı mı? Meslek liselerindeki sorun halloldu mu? Başörtüleriyle beraber yavrularımız okullara, üniversiteye gidebiliyor mu? Katsayı kalktı mı? Utanmadan çıkmış Kılıçdaroğlu, 'başörtü sorununu ben çözdüm' diyor. Yav sen kimi inandıracaksın? Sen çarşaflı bacılarımızı otobüse alıp, sonra otobüsten atanlardansınız. Yakalarına rozet taktınız Sayın Baykal'ın zamanında, sonra Mersin'de otobüsten indirdiniz. Siz ancak istismar edersiniz. Ne oldu CHP, uzaya uydu gönderdiniz de benim kızımın başörtüsü senin uyduna mı takıldı?"
Aydın'ı AK Parti ile aydınlık yarınlara taşıma çağrısı yapan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bunlar büyükşehiri alamazlar. Bizim işimiz bu. Bunu beraber başaracağız. Hükümet olarak, Aydın'a yaptığımız yatırımları hız kesmeden artırarak sürdüreceğiz. 30 Mart'ta kullanacağınız oylarla büyükşehirde AK Parti'yi işbaşına getirdiğinizde çok daha verimli çalışmalar ortaya koyacağız. Büyükşehir Belediye Başkanımızın çok güzel projeleri var. Altın Kanal Menderes Projesi bunlardan biri. Eşin dostun değil, tüm Aydın'ın faydalanacağı bir istihdam projesi var. Yörüklerin şehri Aydın'a kaybettiği zamanı telafi ettirecek bir büyükşehir adayı gösterdik: Mustafa Savaş. Mustafa kardeşimiz de sizin hizmetkarınız olacak.
Dün İzmir'i nasıl buldunuz? Kılıçdaroğlu'na sorarsanız 'montajlı' der. Çünkü kendisi montajcı, dublajcı. Kendisine bir teklifte bulundum. Eğer siyasette bir iddian yoksa çekil. Siyaset, iddia ister. Bu seçimde birinci parti olamazsak genel başkanlığı bırakacağım. Ancak, Kılıçdarodğlu, sen birinci parti olamazsan genel başkanlığı bırakmaya var mısın? Bırakamaz. Bahçeli, sen bırakmaya var mısın? O da bırakamaz. Kılıçdaroğlu, 4 yılda üç seçime girdi, arkadan nal topluyor. Bahçeli, zaten sürekli olarak buna alışmış. Bırakamazlar, koltukları sıcak ama biz hizmette varız. 14 gün kapı kapı dolaşıyoruz."
Mitingten notlar
Başbakan Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan mitingin gerçekleştirileceği İstasyon Meydanına otobüsle geldi. Erdoğan, konuşmayı gerçekleştireceği platforma eşi Emine Erdoğan'la birlikte çıkarak vatandaşları selamladı.
Erdoğan, konuşmasının ardından seçim şarkısı eşliğinde eşi Emine Erdoğan'la birlikte vatandaşları selamlayarak karanfil dağıttı.
Miting alanında "Menderes Şehidimiz Erdoğan Şerefimiz", "Sayın Başbakanımız Aydın Halkı Menderes Hasretini Seninle Gideriyor", "CHP Zihniyeti Yıllardır Havanda Su Döver Eleklerde Taşır", "Başbakanım Biz Seni Vesayetsiz Sevdik", "13 Yıl Önce Kasa Fırlatırdık Şimdi Uzaya Uydu Fırlatıyoruz", "Yeni Türkiye'nin Temelini Menderes Attı Tamamlamak Sana Kısmet Olacak Uzun Adam", Hak Yolunda Korkusuz Kahraman Her Daim Ümmetin Duasında Zalimlere Yumruk Olup Mazlumlara El Açan Recep Tayyip Erdoğan", "Sayın Başbakanımız Senin Bu Menderes Sevgini Millet 1950'deki Gibi Sandıkları Patlatarak Karşılıksız Bırakmayacak", "Kubbeler Oldu Miğferin Geleceğe Yön Verdi Ellerin Kabusu Olduk Kör Zihniyetlerin İşte Arkanda Asımın Nesli Gençlerin" şeklindeki pankartlar dikkati çekti.
Mitinge Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, milletvekilleri ve AK Parti Aydın Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Savaş da katıldı.
Türkiye'nin en kolay okunan haber, magazin sitesi mgdtv.com'da en güncel haberleri bulabilirsiniz.
Etiketler: erdoğan başbakan recep tayyip erdoğan miting aydınBu habere yorum yapan ilk siz olun!
Türkiye'nin en kolay okunan haber sitesi olarak siz okuyucularımıza daima güvenilir ve objektif yayıncılık anlayışımızla hizmet vermekteyiz.
En güncel ekonomi haberleri, borsa durumu, finans,
en yeni spor, sanat ve tarafsız siyaset haberlerine günlük olarak ulaşabileceğiniz geniş bir platform. Sıkılmadan okuyabileceğiniz, renkli görselleri ile, detaylı ancak bir o kadarda kısa ve
öz yazılan içerikleriyle haber magazin Mgd Tv hizmetinizde.