MAGAZİN GAZETE DERGİ TV | Türkiye'nin En Kolay Okunan Haber Magazin Sitesi

21 Kasım 2024 Perşembe 21:49
Chrome Kullanıyorsanız:
1.Tarayıcınızın sağ üstündeki, şuna benzeyen düğmeye tıklayın:
2.Options veya Seçenekler yazan kısma tıklayın.
3.Home Page veya Ana sayfa yazan kısma sitemizin adresini yapıştırın ve kaydedin.

Firefox Kullanıyorsanız:
Sitemizin adresinin tamamını seçin ve tutup anasayfa düğmesine sürükleyin.

Anasayfa düğmesi genelde şöyle görünür:

ANASAYFA GÜNDEM GÜNCEL Mahrem görüşmeleri keyfi dinlenmiş

Görüş ve Düşünceleriniz?

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhattapları tarafından dava açılabilmektedir.

"İHANET GİRİŞİMİ"

Mahrem görüşmeleri keyfi dinlenmiş

Başbakan Erdoğan "Bir başbakanı, cumhurbaşkanını, bakanları dünyanın hiçbir yerinde dinleyemezsiniz." dedi.
05 Mart 2014 Çarşamba 13:42

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,  AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen, "Yerel Medya ile Buluşma" programına katıldı.

Yoğun program ve imkanlardan kaynaklı sıkıntılardan dolayı ülkedeki  tüm mahalli medyayı davet edemediklerini ve programa katılamayan mahalli basın mensuplarından anlayış beklediklerini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"İnşallah başka fırsatlarla bir araya gelebileceğimizi ifade etmek istiyorum. Türkiye'de yerel medyanın önemini gayet iyi bilen bir siyasi hareketiz. Kurtuluş Savaşı'mızda mahalli basın, faaliyetini sürdürebildiği şehirlerde gerçekten de çabalarına, sansüre rağmen kullanılan diğer sindirme faaliyetlerine rağmen yerel basın buna hiçbir zaman boyun eğmedi. Haktan gerçekleri anlatmaktan hiç bir zaman taviz vermedi."

"Basın özgürlüğünde çok önemli adımlar attık"

Başbakan Erdoğan, 2002 yılında 20 bin geniş bant internet abonesinin olduğu Türkiye'de şu anda 34 milyon aboneye ulaşıldığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çok açık net her şey ortada. Buna rağmen ulusal basında gazete satışlarının azalmadığını tam aksine arttığını görüyorsunuz. 2002'de günlük yaklaşık 4 milyon adet gazete satılıyordu, şu anda internetin bu kadar yaygınlaşmış olmasına rağmen 4,5 milyonun üzerinde gazete satılıyor. Medyadaki bu gelişmeye ek olarak bildiğiniz gibi ifade özgürlüğünde, temel hak ve hürriyetlerin geliştirilmesinde, basın özgürlüğünde çok önemli adımlar attık. Siyasetin üzerindeki vesayeti kaldırırken aynı zamanda medya üzerindeki vesayeti de kaldırdık. Aradan 12 yıl geçince bazı şeyler hatırlanmıyor ya da hatırlanmak istemiyor. Açıkçası şu anda yaşı 25'in altında olan gençlerimizin de Türkiye'de özgürlüklerin nereden nereye geldiğini görmek için kıyas yapmakta zorlandıklarını biliyoruz."

"Bugün medyada var olan özgürlük ortamının, bundan 12 yıl önce hayali dahi kurulamıyordu, kurulamadı" diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Bakın burada bir tek örnek vereceğim. Bugün yaşadıklarımız da dikkate alındığında ne kadar çarpıcı kıyas olduğunu eminim sizler de kabul edeceksiniz. İngiltere'de gazeteciler haber yapma adına bazı telefonları dinlediler. Telefon mesajlarını elde ettiler. Bundan dolayı yapılan soruşturmada 50 gazeteci gözaltına alındı. Bunlardan bazıları mahkum oldu. Bu skandala karışan gazete, ortaya çıkan skandaldan dolayı mahcup duruma düştü. Yayıncı kuruluş tarafından bu gazete kapatıldı. Ama dikkat edin hiçkimse, 'İngiltere'de gazeteciler tutuklandı, gözaltına alındı' demedi. Hiç kimse İnglitere’de basın özgürlüğü yok demedi. Bizim şu anda yaşadıklarımıza bakın. İngiltere’de yaşananlara bakın."

"Şu anda birçok gazete ve televizyon, birçok internet sitesi hukuku hiçe sayarak Anayasa'yı, yasaları bunların ötesinde insani vicdani değerleri ayaklar altına alarak her gün ses kayıtları yada tapeler yayınlıyor" ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bazıları bu dinlemelerin yayınlanmasına, 'bunlar yasal dinleme' diyerek, kılıf uyduruyor. Bu yayınlanan dinlemeler yasal dinleme değildir. Arkadaşlar, Türkiye'de dinleme yapmanın belli kuralları vardır. Bu kurallar ihlal dilmiştir. Bir başbakanı dünyanın hiçbir yerinde dinleyemezsiniz. Bir cumhurbaşkanını dinleyemezsiniz. Bir Genelkurmay başkanını dinleyemezsiniz, bakanları dinleyemezsiniz. Savcı, tamamen keyfi bir şekilde devletin mahrem telefon görüşmelerini dinlemiştir. Hukuksuzluk sadece dinlemeden ibaret değildir. Gizli bir dosyada yer alan dinlemeler de birilerine servis edilmiş, bu yolla da savcı yada bu dinlemeyi yapan memurlar ayrıca Anayasa'yı, yasaları çiğnemiştir. Savcının ya da memurların servis ettikleri bu dinlemeleri yayınlayanlar da buna CHP Genel Başkanı dahil, aynı şekilde Anayasayı, yasaları ihlal etmişlerdir. Bugün de hala ihlal ediyorlar. Yaşanan skandal bundan ibaret değildir. Yasal olmayan dinlemeler yapılmıştır. Kriptolu telefonlar dinlenmiştir. İstenilen elde edilemediği durumlarda da sesler üzerinde montaj yapılmış, kurgu yapılmış, dublaj yapılmış, ortaya tamamen hayali senaryolar, piyesler çıkarılmıştır."

"Örneğine rastlanmayan ihanet girişimiyle karşı karşıyayız"

"Aslında çok vahim skandalla karşı karşıyayız" diyen Erdoğan, şunları belirtti:

"Türkiye Cumhuriyeti tarihinde örneği görülmeyen, açıkçası başka ülkelerde de bugüne kadar örneğine rastlanmayan hukuk ihlaliyle hatta ihanet girişimiyle karşı karşıyayız. Son derece keyfi biçimde Türkiye genelinde sayısı 100 binleri bulan her kesimden kişinin dinlendiğini görüyoruz. Bu dinlemeler gerekli izinler alınmadan usüllere uyulmadan yasal gereklilikler getirilmeden yapılmıştır. Şu ana kadar sadece birkaç dosyadaki dinlemeler ortaya çıkarılmıştır. Bu dosyada, biliyorsunuz 'Selam Örgütü' adında hayali bir örgüt oluşturulmuş, 3 bine yakın kişinin telefonu 3 yıl süreyle dinlenmiş. Bir başka dosyada 450 MHP'linin telefonları dinlenmiş. Ayrım yapılmaksızın parti genel merkezleri, partilerin il başkanlıkları, milletvekilleri, bürokrat, gazeteciler, yazarlar, sanatçılar hepsi dinlenmiş. Ülkenin az önce de söylediğim gibi cumhurbaşkanı, başbakanı, bakanları, genelkurmay başkanı da dinlenmiş. Düşünebiliyor musunuz, ben dün akşam Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşme yaptım. Bunu sadece uluslararası istihbarat örgütleri dinlemek isterler. Bu görüşmenin içeriğini öğrenmek isterler ama burada Türkiye'de bir savcı keyfice dosya hakkında örneğin son derece mahrem görüşmeyi dinleyebiliyor. Belki de bizim devlet başkanlarıyla, başbakanlarla yaptığımız görüşmeler böyle keyfice dinlenebiliyor."

"Bu dinlemeler, Emniyet, TÜBİTAK, yargı gibi kurumlar içinde yapıldı"

Türkiye'de birçok ihaleler yapıldığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu ihalelerde, diyelim ki bir tanesi saf dışı bırakılmış ve şahsıma müracaatı olabilir veya oluyor. Ben de kendisine 'Dava aç' diyorum. Dava neticesinde o ihalenin iptali çıkıyor. Burada bu ülkenin, bu devletin 100 milyon, 200 milyon dolar kazancı oluyor. Bu telefon görüşmesini dahi dinleyecek kadar bunlar seviyesiz. Bu paralel yapının içerisinde bu denli bu ülkenin, bu milletin menfaatini hiçe sayan tipleri gördük bu arada. Bir hukuk devletinde böyle şeyler yaşanamaz. Bakın biz, 'Medya, anayasa ve yasaları ihlal ediyor' dediğimizde 'Hükümet basın özgürlüğünü kısıtlıyor' diye kampanya yapılıyor. 'Yargı içinde anayasa ve yasaları çiğneyenler var' dediğimizde 'Hükümet yargıya müdahale ediyor' diye kampanya yapıyorlar. 'İnternete düzenleme getireceğiz' dediğimizde 'Hükümet internete sansür getiriyor' diye aynı şekilde asılsız iddialarla ortaya çıkıyorlar."

Özgürlüğün, hiç kimseye anayasa ve yasaları çiğneme hakkı vermeyeceğine işaret eden Erdoğan, özgürlüğün bir insanın özgürlük alanının bir başka insanın özgürlük alanının sınırına kadar olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Eğer o sınırı tecavüz ediyorsanız o zaman siz özgürlük ihlali yapmış olursunuz. Bunu görmek durumundayız. Özgürlük, kimseye başkalarını dinleme, bunları kaydetme, bunları yayınlama yayınlama hakkı vermez. İnsanları hukuksuzca dinlemek, sonra da bu dinlemeleri servis etmek, en başta insan hakkı ihlalidir" dedi. Bu durumun en başta insanın kendisine, değerlerine, inançlarına aykırı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Yeryüzünde hiçbir din, hiçbir mezhep, hiçbir kültür, iki kişi arasındaki konuşmanın üçüncü bir kişiye aktarılmasına, hatta kitlelere ulaştırılmasına cevaz vermez. Dikkatinizi çekiyorum, bu olaylar içerisinde sadece dinleme de yok, aynı zamanda görüntüleme de var. Hele hele bu görüntüleme, ahlaki değerleri tamamen yok farz eden, yani bir ailenin mahremine girecek kadar olan, aile dışında ilişkileri dahi görüntülemek suretiyle bunu da sosyal medyadan yayınlama hakkını size bir internet anlayışı veriyorsa kusura bakmayın ben böyle bir interneti kabul etmiyorum. Çünkü bu, bir ülkenin tüm değerlerinin yok farz edilmesidir. Aile gibi kutsal bir müessesenin yok edilmesidir. Meşru, gayrimeşru... Gayrimeşru ilişki kuran, meşru birlikteliği dağıtır. Öyle mi? Gayrimeşru yapıyorsa o da zaten ayrıca... Ama bunu yayınlanma hakkını, kalkıp da kimse elde edemez. Bu dinlemeler, Emniyet, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, TÜBİTAK, yargı gibi kurumlar içinde o malum örgütün mensupları tarafından yapıldı. Düşünebiliyor musunuz, TÜBİTAK gibi kurum, merkezinde bu dinlemeleri yapıyor ve siz burası güvenli hattır diye öyle zannediyorsunuz. Halbuki güvenli hat diye bir şey söz konusu değil. Güvenli hat diye söylenen bu kriptolu telefonlar, bunu inşa eden, tesis eden, üreten, imal eden yer tarafından merkezde dinleniyor, orada depolanıyor. Ondan sonra da  bu veri depolamaları, son olaylardan sonra görüyoruz ki bunlar kopyalanıp, çalınıp götürülüyor. Aynı şeyi, Bilişim İletişim Teknolojisi Başkanlığında da yapıyorlar."

"İstedikleri gibi yönetemiyorlar. Bu onları rahatsız ediyor"

"Niye bu partiler hep ikinciliği, üçüncülüğü, dördüncülüğü kabul ediyorlar? Bir siyasi parti birinciliğe oynamaz mı? Bir seçimi kazanmak birinciliği gerektirmez mi?" diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bakın ben çok açık, net söylüyorum. Eğer partim bu seçimlerden de birinci olarak çıkmazsa, daha önce de söyledim, 'Ben siyaseti bırakmaya hazırım' diyorum. Acaba diğerleri bunu bırakmaya hazır mı? CHP'nin genel başkanı bırakabilir mi? MHP'nin genel başkanı bırakabilir mi? Diğerlerini konuşmaya gerek yok zaten. Oraya böyle çöreklenmişler, koltuklara oturmuşlar. Oradan bol bol hakaret etsinler, gerilim siyaseti üretsinler, esersizlik siyaseti üretsinler, yaptıkları bu. Gelin bir de iddialı olarak ortaya çıkın. 'Evet biz varız bu yarışta' desin. 'Birinci oldum, oldum. Olmadığım takdirde ben de bırakıyorum' desin. Var mı bir tanesi? Diyemezler. Çünkü onlar bulundukları yeri değil, bulundukları koltuğu korumanın gayreti içindeler."

Başbakan Erdoğan, "Boğaza karşı viskisini yudumlayıp Anadolu ve Trakya hakkında ahkam kesenler 200 yıldır uyanmadılar, bugün de hala gaflet uykusundalar. Milletin onlara inanmadığını bir türlü görmediler. Görmeye de niyetleri yok. 'İftira atarsak millet bunlardan soğur' diyorlar. 'Montajları piyasaya sürersek millet bunlardan soğur' diyorlar. 'Bir takım manşetler atarsak, karalama kampanyaları yaparsak, tahrikler, tuzaklar tertip edersek millet AK Parti'den uzaklaşır zannediyorlar" dedi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşte dün bir tane daha yayımladılar, Adalet Bakanımla benim görüşmem. Bugün malum gazete yayınlamış, çünkü kendileriyle ilgili. Dönen dolapları tabii biz biliyoruz. Benim Adalet Bakanıma 'Bunu yakından takip et' dememden daha doğal, daha tabii ne olur? Bana ilgili kuruluşumun verdiği bilgiler, SPK'nın verdiği bilgiler çok çok tehlikeli bilgiler ve paralel yapı veya paralel yapının dışında yapılar, kirli ilişkiler, ister istemez 'Burayı yakından takip et' dememi gerektiriyor. Bunu ben ülkem için, milletim için istiyorum. Çünkü bugüne kadar bu ülkede her şey maalesef bunların elleri ile iki dudağının arasındaydı.

"Ortalığa çok pislik dökülecek"

Başbakan Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi:

"Eski Türkiye'yi özleyenler, işte en son 17 Aralık darbe girişimini yaparak, son bir umutla yeni Türkiye'ye hücum ettiler. Eski Türkiye'yi özleyen kim varsa bu saldırının içinde yer aldı ve yer almaya devam ediyor. Siyasi partiler, bazı medya kuruluşları, bazı işveren çevreleri, bazı STK'lar, yapılanmalar, örgütler hep birlikte yeni Türkiye'ye karşı son bir saldırıda bulunuyorlar. Bütün güçlerini topladılar. Ellerindeki tüm imkanları ortaya koydular. İçeride ve dışarıda bütün müttefikleri ile bir araya geldiler. Açıkçası bu sürecin sonunda yok olmayı dahi göze alarak son bir saldırı düzenlediler.

17 Aralık darbe girişimi, aldığımız tedbirler ve düzenlemeler sayesinde çuvallamıştır, sert kayaya çarpmıştır ve tam anlamıyla başarısız olmuştur. 17 Aralık darbe girişimi, Hükümetimiz tarafından püskürtülmüştür. Bu darbe girişiminde bulunanlar kendi tabanlarını diri tutmak adına ellerindeki safraları boşaltmak dışında hiçbir şey yapamıyorlar ve yapamayacaklar. 30 Mart'ta milletimiz sandıkta bu darbe girişimine gereken cevabı verecek."

"Bununla birlikte biz de hukuk içinde bu darbe girişiminden hesap sorulması için hazırlıklarımızı yaptık ve yapıyoruz" ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak. Anayasa'yı, yasaları çiğneyenler, göreceksiniz, kısa süre zarfında bunun hesabını vermeye başlayacaklar. Ortalığa çok pislik dökülecek. Kurban kesim faaliyetlerinden zekat toplanmasına, bankacılık faaliyetlerinden sınavlara, ajanlık faaliyetlerinden tehdit, şantaj, haraç toplamaya kadar çok geniş bir yelpazede, çok çarpıcı, çok şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkacak. Makbuzsuz toplanan paraların nerelere vardığı ortaya çıkacak. Bütün kirli ilişkiler, kirli eylemler, Türkiye aleyhine, devlet aleyhine bütün kirli girişimler tek tek ortaya dökülecek ve failleri de yargı önüne çıkacak."

"Bir büyük engel daha kalktı"

Şu anda İnönü Stadyumu'ndaki, kalkıp oradan birisi alıyor üzerinde kontak anahtarı da var dozerle beraber giriyor, caddeyi, kaldırımları söküyor ve ondan sonra onları da yine sağa sola parke taşlarını atmak suretiyle oralarda da her türlü yıkımı yapıyorlar. Bunlar yıkım için var arkadaşlar, inşa için değil. 17 Aralık darbe girişinde de yine 'yolsuzluk ve rüşvet' iftirası altında aynı şekilde devletimiz, demokrasimiz, milli irade ve büyük Türkiye idealleri hedef alındı. 12 yıl boyunca koruduğumuz gibi, bu olaylar karşısında da  demokrasiyi, milli iradeyi, büyük Türkiye ideallerini koruduk ve muhafaza ettik. Biz isterdik ki siyaset böyle bir saldırı karşısında dik dursun, ilkeli dursun, kendi çıkarlarını değil, Türkiye'nin çıkarlarını öne çıkarsın."

Kendilerinin, yaptıklarını ve yapacaklarını konuştuklarını belirten Erdoğan, hiçbir siyasi partinin yaşanan olaylar karşısında dik durmadığını, küçük hesapların peşine düştüğünü savundu.

CHP'nin tarihteki her darbede olduğu gibi, bu darbe girişimine de destek verdiğini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"MHP devlete yönelik, Türkiye Cumhuriyeti'nin istiklaline yönelik bu saldırı karşısında maalesef susmayı, tehditlere boyun eğmeyi, Türkiye düşmanı paralel yapının yanında yer almayı tercih etmiştir. CHP Genel Başkanı paralel yapıyla ittifak yapmış, paralel yapıyla hareket etmiştir ve şu anda da bunu yapıyor. 30 Mart seçimlerinde başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok yerde CHP ve bu paralel yapı arasında ittifak kurulduğu artık gizlenmiyor. Paralel yapı da var gücüyle CHP yada MHP'ye destek veriyor. Paralel yapının başı, Pensilvanya'daki zat merhum Savaş Ay'la 1995 yılında yaptığı bir röportajı anlattım, burada da anlatacağım."

CHP ve MHP'nin son birkaç yıl içinde bu şantaj ve tehdit kasetleriyle dizayn edildiğini, şu anda da karşılıklı bedeller ödendiğini, bu tuzağın bozulduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Türkiye bu badireyi de inşallah atlatmıştır. Ne kadar güçlü bir devlet olduğunu bir kez daha göstermiştir. Açıkçası bu şer girişiminden Türkiye için bir hayır doğacağına ben tüm samimiyetle inanıyorum. Bu darbe girişimiyle Türkiye içindeki son çete de deşifre olmuştur ve tasfiyesi başlamıştır. Büyük Türkiye'nin, yeni Türkiye'nin önündeki 2023 hedeflerimizin önündeki, özellikle de ekonomi ve demokrasinin önündeki bir büyük engel daha kalkmıştır" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin en kolay okunan haber, magazin sitesi mgdtv.com'da en güncel haberleri bulabilirsiniz.

Etiketler: recep tayyip erdoğan erdoğan ak parti başbakan
İLGİLİ HABERLER

AÇIKLAMA GELDİ!

Erdoğan, görevlendirme için ne dedi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni hükümet kurma süreciyle ilgili olarak en kısa sürede görevlendirme yapacağım dedi ancak... devamı...

ERDOĞANLAR OLMALI!

Obama, Erdoğan'a dostum dedi

İsrail’in eski Washington Büyükelçisi Michael Oren’ın yazdığı ‘Müttefik’ adlı kitabı gündeme bomba gibi düştü... devamı...

TOLGA ÇEVİK YANITLADI

Erdoğan'la Çevik'in arası mı bozuk?

Uzun zamandır Tolga Çevik ile Yılmaz Erdoğan'ın küs oldukları yönünde çıkan iddialara, Tolga Çevik cevap verdi. devamı...

"MAĞDURİYET GİDERİLDİ"

Erdoğan iftar yemeğinde konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ensar Vakfı’nın 1453 Sosyal Tesisleri’ndeki iftar programında konuştu. devamı...

LANETLİYORUZ..

Erdoğan'dan Kobani açıklaması

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği’nin Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlediği iftara katıldı devamı...

FACEBOOK

YORUMLAR

TOPLULUK

YORUMLAR (0)

Yorum yapabilmek için üye olmalı ve giriş yapmalısınız.

Üye Olun Giriş Yapın

Bu habere yorum yapan ilk siz olun!

Türkiye'nin en kolay okunan haber sitesi olarak siz okuyucularımıza daima güvenilir ve objektif yayıncılık anlayışımızla hizmet vermekteyiz.
En güncel ekonomi haberleri, borsa durumu, finans, en yeni spor, sanat ve tarafsız siyaset haberlerine günlük olarak ulaşabileceğiniz geniş bir platform. Sıkılmadan okuyabileceğiniz, renkli görselleri ile, detaylı ancak bir o kadarda kısa ve öz yazılan içerikleriyle haber magazin Mgd Tv hizmetinizde.